| Limpet'in kışkırtılmaya çok müsait bir bölgede yürütüldüğünü biliyorsun. | Open Subtitles | ليمبت يعمل في المنطقة الحارقة للغاية |
| Limpet yaklaşık bir seneden beri süregelen Washington merkezli silahlanma karşıtı standart bir gizli operasyon. | Open Subtitles | (ليمبت) هي عملية جارية مضاد للأسلحة مقرها هو (واشنطن) عمليات تعقب قياسية، وتدار لما يُقارب عام |
| Şimdi Amerikalılar yoldan çekildiğine göre Limpet son buldu. | Open Subtitles | ،الآن الأمريكيين خرجوا و(ليمبت) ماتت وإنتهت |
| Bize 2 dalgıç elbisesi, 20 kilo kahve ve 8 Limpet mayını lazım... | Open Subtitles | نريد بذلتان غطس , 20 كيلو قهوة وثمانية "ليمبيت"... |
| Merak etme. Bu bir Limpet mayını. | Open Subtitles | لاتقلق هذا هو "ليمبيت" |
| Limpet'in Angela Burr'ün bizi inandıracağı gibi rezil bir fiyasko olduğuna pek emin değlim. | Open Subtitles | الشيء هو انا لست متاكداً ان لمبيت سيبتعد عن ذلك الفشل الذريع الذي انجيلا بير تحاول ان نصدقها |
| Hadi bize Limpet'ten bahset. | Open Subtitles | أخبرنا عن (ليمبت) |
| Bana Limpet hakkında yalan söylüyorsun. | Open Subtitles | (كنتِ تكذبين علي بخصوص (ليمبت |
| The Incredible Mr. Limpet. | Open Subtitles | "ذي إنكريديبل مستر ليمبيت". |
| Tıpkı Bay Limpet gibi. | Open Subtitles | تماماً مثل السيد "ليمبيت". |
| Limpet adında gözlerimizi ayırmamamız gereken bir operasyon var. | Open Subtitles | هناك عملية انفاذ تدعى لمبيت يجب علينا مراقبتها |