| - Doğru söylüyorsun. - Lord Hazretlerine iletirim, o karar verir. | Open Subtitles | قد تكونين على حق، سوف آخذها إلى سيادته وهو سيقرر بشأنها. |
| Bulmadığını söylemiyorum ama işi uzatmak Lord Hazretlerine haksızlık. | Open Subtitles | لا أقول أنك لا تفعل لكن ليس من المنصف أن تطول المدة بالنسبة إلى سيادته |
| Fakat yaşlı leydi Lord Hazretlerine kötü bir kokuymuşçasına davranıyor. | Open Subtitles | ولكن السيدة العجوز تعامل سيادته كما الرائحة الكريهة! |
| Ayrıca acaba, faturayı Lord Hazretlerine gönderebilir misiniz, diye sormak istedim. | Open Subtitles | وأيضا لأطلب منك لو تكرمت بإرسال الفاتورة لسيادته. |
| Yardımları için benim adıma Lord Hazretlerine teşekkür etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن تشكري سيادة اللورد على محاولته لمساعدتي |
| Lord Hazretlerine hazır olduğumuzu söylesek iyi olur. | Open Subtitles | حسنا، أود أن أبلغ سيادته أنكلشيءجاهز. |
| Neden Lord Hazretlerine cevap verdin ki? | Open Subtitles | ولماذا تجيب سيادته عموما ؟ |
| Lord Hazretlerine bir jest olarak, ...Londra'dan bir müzik grubu yemekten sonra burada çalacak. | Open Subtitles | كهدية لعيد ميلاد سيادته. فرقة موسيقية قادمة من (لندن) لتعزف بعد العشاء. |
| Okulu ve köyü terk ediyor çünkü Bay Branson Lord Hazretlerine karşı çıkamadı. | Open Subtitles | ستترك المدرسة والقرية لأن السيد (برانسن) لا يريد مواجهة سيادته |
| Bay Barrow gitmeden önce Lord Hazretlerine veda edersin. | Open Subtitles | سيد (بارو) يجب أن تودع سيادته قبل أن يغادر |
| - Lord Hazretlerine yardım et. | Open Subtitles | -ساعد سيادته لركوب السيارة |
| Lord Hazretlerine de bir içki verdiğinden emin ol Andy. | Open Subtitles | إحرص على إعطاء سيادته شراباً يا (آندي) |
| - Gidip Lord Hazretlerine haber vereceğim. | Open Subtitles | -سأذهب لإبلاغ سيادة اللورد |