| - Belki Lucifer bizimle eve dönmeyi kabul eder artık. | Open Subtitles | ربما لوسيفر سوف توافق على العودة الى الوطن معنا الآن. |
| Artık Lucifer'ın bu şapşal takıntısını başka bir yolla halletmem gerekecek. | Open Subtitles | لذلك، ولست بحاجة لايجاد وسيلة أكثر دهاء لإنهاء سحق سخيفة لوسيفر. |
| Hatırlarsanız, Tanrı'nın gözde meleği Lucifer'di. | TED | فقد كان لوسيفر هو المَلَك المفضل عند الرب. |
| ...az kalsın, bebeğimin Lucifer olduğunu düşünen cadılar tarafından öldürülüyordum. | Open Subtitles | وكدت أُقتل من قبل سحرة مقتنعين بأنّي حبلى في إبليس |
| Lucifer yalan söylememiş, fakat nasıl olur da burada olamazsın, Baba? | Open Subtitles | لوسيفير لم يكذب ، ولكن مرة أخرى كيف يمكن أن لا تكون هنا ، يا أبي؟ |
| Ve dolayısıyla Lucifer cehenneme indi, İblis oldu, şeytan oldu ve kainatın başlangıcında kötülüğün gücü oldu. | TED | وبهذا هبط لوسيفر إلى الجحيم وأصبح شيطانا وبهذا بدأت قوة الشر عملها في الكون. |
| Dolayısıyla Lucifer etkisi insan karakteri değişimini bu üç faktörle birlikte anlamayı gerektiriyor. | TED | إذن فأثر لوسيفر يتضمن فهم التحولات في شخصية الإنسان في ضوء هذه العوامل الثلاث. |
| O eser Lucifer'in kendisi tarafından yazılmıştı. | Open Subtitles | التى كانت مكتوبة بواسطة لوسيفر بذات نفسة |
| O eser Lucifer'in kendisi tarafından yazılmıştı. | Open Subtitles | التى كانت مكتوبة بواسطة لوسيفر بذات نفسة |
| Tek bildigimiz Lucifer ile bir yerlere gidiyor olabilecegi. | Open Subtitles | ربما يكون في رحلة مع لوسيفر إلى مكانٍ ما |
| Sağ salim evine dönmen için Lucifer'le bir bahse girdi. | Open Subtitles | لقد قامت بنذر مع لوسيفر كي ترجع إليها سالما |
| Beatrice Lucifer'le evlenecek ve Cehennem'de hüküm sürecek. | Open Subtitles | سوف تتزوج بياتريس لوسيفر و سوف تتربع على العرش في الجحيم |
| Lucifer isimli melek cennetten kovuldu ve sonsuza dek cehenneme hükmetmeye mahkum edildi. | Open Subtitles | قد تم طرد الملاك لوسيفر من الجنة وإدانته بحُكم الجحيم للأبد |
| - Sekse düşkün biriyim Lucifer. - Belli ki. | Open Subtitles | ـ الآن ، لوسيفر ، أنا مُشجعة كبيرة للجنس ـ هذا واضح |
| Seni babamıza saygısızlık etmemen konusunda uyarıyorum, Lucifer. | Open Subtitles | سأقوم بتحذيرك ضد الإساءة لوالدنا ، لوسيفر |
| Hoşça kal Lucifer, tanıştığımıza memnun oldum. | Open Subtitles | إلى اللقاء لوسيفر ، لقد كان من اللطيف مُقابلتك |
| - Dinle onu Lucifer, geri çekil! - Sorun yok dedim ya, ben ölümsüzüm. | Open Subtitles | ـ إستمع إليه ، لوسيفر ، تراجع ـ لقد أخبرتك ، الأمور بخير ، أنا خالد |
| Lucifer, idame ettirmemiz gereken bir denge var... | Open Subtitles | لوسيفر ، يوجد توازن هُنا يجب أن نحافظ عليه |
| Davalı ilk tanık olan Lucifer Morningstar'ı tekrar çağırmak istiyor. | Open Subtitles | كأول شاهد لها، ان الدفاع أن تشير إلى إبليس مورنينغستار. |
| Lucifer, bir kadının aşkı için, bana hizmet et. | Open Subtitles | إبليس ، كن في خدمتي حتى أحوز على حب إمرأة |
| Lucifer yalan söylememiş yoksa burada olmaman düşünülemezdi, baba? | Open Subtitles | لوسيفير لم يكذب ، ولكن مرة أخرى كيف يمكن أن لا تكون هنا ، يا أبي؟ |
| "Ve melekler vardı kabullenemeyen... insanın üstlerinde olmasını, ve, Lucifer gibi, sadık baş melek Michael'ın ordularına karşı isyan ettiler. | Open Subtitles | وكان هناك ملائكه لم يتقبلوا رفع الانسان لأعلى منهم و مثل ابليس, ثاروا ضد جيوش الملاك الوفي مايكل |
| Tekrar ediyorum, Kod Lucifer. | Open Subtitles | اكرر شفرة لوسفر. |
| Şayet cehenneme gidersem Lucifer'a rüşvet verip cennete yol alacağım. | Open Subtitles | إن ذْهبُت إلى الجحيم سَأَرْشو إبليسَ, وأدخـُل إلى الجنة * أستغفر الله العظيم * |
| Dediğim gibi Lucifer belki kontrolü elinde tutabilir ama Cass kendi isteği ile dönmek istemeyebilir. | Open Subtitles | .. مثلما قلت قد يكون (لويسفر) هو المسيطر الآن لكن (كاس) قد لا يعود بإرادته |