| Bence bunu sana kim söylediyse, onu Lucky Dyson'la karıştırmış olmalı. | Open Subtitles | اعتقد ان من أخبرك بهذا, لابد وأن اختلط معه الأمر مع لاكى دايسون |
| Zavallı, acınası Lucky Dyson, suçlu vicdanını rahatlatmak için kendini uyuşturuculara vermişti. | Open Subtitles | المسكينة لاكى دايسون التى انقلبت لأستخدام المخدرات لتوقف عذاب ضميرها |
| Bilmediği şey orasının Lucky Dyson'un da en sevdiği yer olmasıydı. | Open Subtitles | ولكن, ما لم يكن يعرفه, هو انها كانت ايضا البقعة المفضلة لدى لاكى دايسون |
| - Lucky Dyson el çantasını burada bırakmış | Open Subtitles | ان لاكى دايسون تركت حقيبتها هنا |
| Binbaşı ve Lucky Dyson da var. | Open Subtitles | هناك الميجور, والآن, لاكى دايسون ايضا |
| Greg ve Lucky Dyson. | Open Subtitles | جريج و لاكى دايسون |