| Şu anda da mücevherat pazarına dalmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | و أنا أحاول أن أكسب حمله دعايا لأحد شركات المجوهرات الأن أمممممم |
| Seni bu bitpazarında terk etmeliyim! Antika mücevherat ararsın! | Open Subtitles | وأتركك في سوق الأشياء المستعملة مع هذه المجوهرات الزائفة الغبية |
| Belki de dünyayı kurtarmak yerine mücevherat işine girebilirsin. | Open Subtitles | ربما عليك ألا تنقذ العالم , و تبدأ في مجال صياغة المجوهرات |
| mücevherat ya da tahvil olsaydı bana gelirdi. | Open Subtitles | إذا كانت مجوهرات أو سندات هو قد يآتي ألي لكن بالنقد، هو ليس بحاجة إليّ |
| Bir de korkarım mücevherat ve takılara izin vermiyoruz. | Open Subtitles | انا اسفة ولكن لا يسمح هنا لطلاب بارتداء اي مجوهرات ثمنية. |
| 22 milyon dolarlık mücevherat ve antika çalındı. | Open Subtitles | حوالى 22 مليون دولار في هيئة مجوهرات وتُحف نادرة |
| Senin için, mücevherat. Daha çok cevher ve altın var. | Open Subtitles | كله لكي, المجوهرات لدي المزيد, جواهر، ذهب |
| Adımın yanlış yazıldığı mücevherat almayacaksın. | Open Subtitles | لا مزيد من المجوهرات المكتوب بها اسمي بطريقة خائطة |
| Çok fazla mücevherat takman konusunda da aferin. | Open Subtitles | شكراً لكِ و هنيئاً لك تلبسين كل هذه المجوهرات |
| mücevherat ve diş fırçalamaya lanet olsun. | Open Subtitles | اللعنة على المجوهرات و اللعنة على تنظيف الأسنان |
| Yani, elbiselerim, bir parça mücevherat ve hayattan bezdiren bir kalçam var. | Open Subtitles | معي ملابسي، وبعض المجوهرات وعظمة ورك تقودني للجحيم |
| Kötü bir koca olduğumu... telafi etmek için sana mücevherat alırdım. | Open Subtitles | كنت اشتري لك المجوهرات لأعوض عن كوني زوجا فاشلا |
| mücevherat nasıl değersiz olur? | Open Subtitles | كيف يمكن لفنّ المجوهرات أن يكون شيئاً منحطاً؟ |
| 22 milyon dolarlık mücevherat ve antika çalındı. | Open Subtitles | حوالى 22 مليون دولار في هيئة مجوهرات وتُحف نادرة |
| XianXian bileklikleri projesi, XunXin mücevherat projesi mülkiyet onayları, Rafa'nın tatil kartpostalları ve aniden bir röntgen filmi buluyorum. | Open Subtitles | مشروع دمى بيانجان مشروع مجوهرات جون جين شهادة ملكية |
| Ama ben de bir yüzük tasarladım ve New York'taki en büyük mücevherat kataloğuna çıkacak. | Open Subtitles | لكنني صممت واحدا والان سوف يعرض في اكبر دليل مجوهرات في نيويورك |
| mücevherat soygunu için hazırlanıyorum, Calvin. | Open Subtitles | استعد لسرقة محل مجوهرات "كالفن" |
| McCauley mücevherat'ta. | Open Subtitles | " عند مجوهرات " ماكولي |
| McCauley mücevherat, Speed. Teşekkür ederiz. | Open Subtitles | " مجوهرات ماكولي " سبيد " |
| Tıpkı eski günlerdeki gibiydi. Kendi mücevherat dükkanımı da açmıştım. | Open Subtitles | عدت لعملي السابق,و فتحت أيضاً متجري الخاص للمجوهرات |
| Genelde mücevherat. Saat, yüzük... | Open Subtitles | التيأخذهاالقاتلمنكلضحية، غالباً ما تكون جواهر وساعات وخواتم |