| Bu dünya dışı görevlerimiz sayesinde uzaylı saldırılarına karşı kendimizi müdafaa etmemize yardımcı olan ileri teknolojiler elde ettik. | Open Subtitles | بالوسائل من مهمات العوالم الخارجية، حصلنا على تقنية متقدمة والتي ساعدتنا في الدفاع عن الأرض ضد هجمات الفضائيين العديدة |
| Meşru müdafaa iddianı doğrulayacak sıçrama izlerini yaratmak için doğru mesafeyi hesaplamalısın. | Open Subtitles | سيتوجّب عليكِ حساب المسافة الدقيقة لإنشاء نمط لطخات يدعم الدفاع عن النفس |
| Kızın o andan itibaren yaptığı her şeyin nefsi müdafaa olduğu anlamına gelebilir. | Open Subtitles | مما قد يعني أن كل ما فعلته بعد ذلك كان دفاع عن النفس |
| Gözlerimin içine bakarak bunun bir nefsi müdafaa olduğunu söyledi. | Open Subtitles | هو نَظرَ إلى عيني وأخبرَني إنه كَانَ دفاع عن النّفسَ |
| Birlikler ölü bir şehirden ziyade canlı bir şehri daha iyi müdafaa eder diyordu. | Open Subtitles | لقد قال وقتها : أن القوات ستقاتل بشكلاً أفضل دفاعاً عن مدينه حيه مما ستفعل دفاعاً عن مدينه مهجوره |
| Şu bir gerçekki muhaliflerimin yurtseverlikleri ile müdafaa etmekten gurur duyorum. | Open Subtitles | أنا فخور بحقيقة كوني أدافع عن وطنية خصمي |
| Üstüne üstlük nefsi müdafaa için yaptığım büyüleri de kaldırmamı istiyorsun. | Open Subtitles | وتطلب مني أن أزيل التعويذات التي ألقيتها عليهم دفاعا عن النفس. |
| "Peter Bunting" artı telefon numarası ve Bunting müdafaa teknolojisi. | Open Subtitles | بيتر بانتينج اضافة الى رقم الهاتف يساوى بانتينج لتكنولوجيا الدفاع |
| Yardakçıları üstüme saldırdı ve nefsi müdafaa suçundan hapse girdim. | Open Subtitles | شرعت من طرف الهمجين، وسجنت لأجل جرائم الدفاع عن نفسي. |
| Sangn iddias delilik, nefsi müdafaa degil. | Open Subtitles | المتهم يلتمس الجنون ، ولَيسَ الدفاع عن النّفسَ. |
| Aleni bir şekilde nefsi müdafaa olur. | Open Subtitles | وهذا هو الحال النظيفة في الدفاع عن النفس. |
| Bu, şiddeti savunmak anlamına gelmiyor, ama aynı zamanda, meşru müdafaa için şiddet kullanmaya da karşı değilim. | Open Subtitles | ولكن في الوقت ذاته لست ضد إستخدام العنف في حال الدفاع عن النفس ولست حتى أدعوه عنفاً في حال الدفاع عن النفس |
| Boks yapmasaydı, nefsi müdafaa sayılırdı. | Open Subtitles | لو لم يستعمل الملاكمة كان يمكن أن يكون الدفاع عن النفس |
| Sonra geliş ya da gidiş her halükarda nefsi müdafaa olur. | Open Subtitles | ومن ثمّ سواءً كنتَ قادمًا أو ذاهبًا، فهو دفاع عن النفس. |
| Evet, ama anlattığına göre, nefsi müdafaa gibi görünüyor. | Open Subtitles | نعم, ولكن بالطريقة التي قلتيها بدا وكأنه دفاع عن النفس |
| Nefsi müdafaa idi. Haydi, çağır polisi. | Open Subtitles | هذا كان دفاع عن النّفس حسنا اتصللى بالشرطة |
| "Meşru müdafaa halinde psikopat bir katili vahşice öldürmüş." | Open Subtitles | ارتكب جريمة قتل وحشية دفاعاً عن النفس ضد قاتل مهووس |
| Nefsi müdafaa bile diyemez miyiz? | Open Subtitles | جريمة قتل؟ ألا يمكننا القول بأنه كان دفاعاً عن النفس؟ |
| Bir daha seni görürsem, meşru müdafaa olarak ateş ederim. | Open Subtitles | ... إذا رأيتك ثانيةً سأطلق عليك النار دفاعاً عن النفس |
| Şirket işinden hariç, soruşturmaya alınan bazı doktorları müdafaa ettim ve daha kaç tane yüksek topuklu ayakkabılara ihtiyacım olabilir ki? | Open Subtitles | أدافع عن أطبّاء مثيرين جداً للشكوك شركتي الحالية مُستثناة وكم زوج من الأحذية ذات الكعب العالي أحتاج؟ |
| Annen denizciyi kendisinin öldürdüğünü söyledi. Nefsi müdafaa olarak. | Open Subtitles | أخبرت أمك الشرطة بأنها قتلت البحار دفاعا عن النفس |
| Savaştaysan ya da kendini müdafaa ediyorsan başkalarını öldürebilirsin, değil mi? | Open Subtitles | حسناً ، القتل لا بأس به إن كنت في حرب أو تدافع عن نفسك ، أليس كذلك؟ |
| Ekibi, meşru müdafaa olduğunu iddia ederse, hiçbirinin önemi kalmaz. | Open Subtitles | لن يكون لذلك أهميّة إن ادّعى فريقه أنّه كان دفاعًا عن النفس |
| Bütün geceyi müdafaa oynayarak geçirdim. | Open Subtitles | وطوال الليلة لعبت دور المدافعة |
| Bir yandan meşru müdafaa olduğunu söylediğin ifaden elimde. | Open Subtitles | من ناحية، لدي بيانكِ والذي يقول بأنكِ كنتِ تدافعين عن نفسك ومن الناحية الأخرى، لدي هذا |