| Adam kaçırma ve cinayetten suçlanabileceklerini bildikleri için Müvekkillerim paniklediler ve cesetten kurtuldular. | Open Subtitles | عندما عرفوا بانهم متهمين بالخطف و القتل خاف موكلي و تخلصوا من الجثة |
| Benim zavallı, yaşlı Müvekkillerim o mahkumlar kadar hakka sahip değil mi yani? | Open Subtitles | هل تقول أن موكلي المساكين الكبار في السن لديهم حقوق أقل من السجناء |
| Benim yaptığım ise mevcut hükümleri uygulamak, sıklıkla da kullanılmayanları ve Müvekkillerim menfaatleri yönünde çalışmak. | TED | و هذا ما أفعله: أستخدم القوانين الموجودة، في الغالب القوانين غير المستعملة، و أستعملها لمصلحة موكلي. |
| Müvekkillerim adına bu belgeyi mahkemeye sunuyorum. | Open Subtitles | بالنيابة عن موكليّ أقدم هذه الوثائق للمحكمة |
| Kendi kendini pohpohlama, tatlım. Bu bütün yalancı ve ruh hastası Müvekkillerim için uygulanan standart bir prosedür. | Open Subtitles | لا تغترّي يا عزيزتي، هذا إجراء اعتيادي لكلّ موكليّ الكاذبين المضطربين عقلياً |
| Müvekkillerim sadece bir mezarlıktan geçiyorlardı, bunda da hiçbir suç yok! | Open Subtitles | عملائي كانوا يسيرون خلال المقبرة ، ليس هناك جريمة في ذلك |
| - Sayın Yargıç, Müvekkillerim... - Benimle o sandalyede oturarak konuşma. | Open Subtitles | ...ــ سيادة القاضي، موكلاي ــ لا تخاطبني جالساً |
| Müvekkillerim katil değil. Böyle bir suçlamayı hakaret sayıyorum. | Open Subtitles | زبائني ليسوا قتلة، ووأنا أستاء من أيّ من هذا الإتّهام. |
| O kelepçeler dışında elinizde bir şey yoksa Müvekkillerim 24 saat içinde burdan çıkmış olur. | Open Subtitles | إن لم يكن لديك أي شيء غير هذه الأصفاد فإن موكلي سيخرجان من هنا خلال 24 ساعة |
| Evet, tecrübelerime göre Müvekkillerim ağızları MM ile dolu olunca daha az ağlıyorlar. | Open Subtitles | أجل، أجد من الصعب على موكلي البكاء و أفواههم مليئة بالحلوى |
| Müvekkillerim hapse girmez Bay Carr. O girecek. | Open Subtitles | موكلي لن يذهب للسجن يا سيد كار بلى سيذهب للسجن , إنه ينتمي للسجن |
| Müvekkillerim, ikiz kızılbaşlar, geri zekalılar basit bir trafik kazasına karışmışlar, çamurluk eğilmiş o kadar. | Open Subtitles | موكلي الأثنين أصحاب الرؤوس المملوءة بالشعر كانا في حادث بسيط للغاية |
| Ciddi şekilde hatalı bir karar alan Müvekkillerim bu güzel, iyi döşenmiş eve kadar büyük annenizi takip etmiş. | Open Subtitles | موكلي ليس لديهم أي حكمة اتبعو جدتك الى هنا الى هذا المنزل الجميل والأنيق |
| Ama mahkeme salonu dışında Müvekkillerim hakkında konuşmam. | Open Subtitles | ولكن انا لا اتحدث عن موكلي خارج المحكمة. |
| Bütün bunlar bir yana, Müvekkillerim birer kahraman. | Open Subtitles | للحقيقة، ما عدا أن موكليّ هم أبطال |
| Müvekkillerim onları ne zaman serbest bırakabileceğini bilmek istiyor. | Open Subtitles | موكليّ يريدان معرفة موعد إطلاق سراحهما |
| Bu elemanlar dediğin Müvekkillerim. | Open Subtitles | هؤلاء الشبان يعني موكليّ |
| Tahmin edebileceğiniz gibi tek Müvekkillerim kadınlardı. | Open Subtitles | وكما تتوقعين فإن عملائي كانوا من النساء. |
| İşte bu duymak istediğim şey çünkü benim Müvekkillerim de tıpkı sizinkiler gibi, tek işleri kokain satmak olan işadamları. | Open Subtitles | هذا ما أردت سماعه لأن عملائي رجال أعمال أيضًا، مثلكم ولكن عملهم هو بيع الكوكايين فحسب. |
| Müvekkillerim yorgun ve stres altında. | Open Subtitles | موكلاي مرهقان ويرزحان تحت ضغط نفسي. |
| Müvekkillerim bir başına kalacak. Davalarım dört bir yana dağılacak. | Open Subtitles | زبائني سيكونون خارجاً في البرد عملي ستبعثره الرياح |
| Aslında eski Müvekkillerim demem gerekir, değil mi? | Open Subtitles | ينبغى على القول موكلين سابقين.أليس كذلك؟ |