| - Yalnızca müvekkillerimizin mutlu olup olmadıklarını göreceğiz. - Doğru. | Open Subtitles | فكل ما نريده هو معرفة إن كان عملاؤنا سعداء- مضبوط- |
| Bu, müvekkillerimizin kameralar önünde aptalca şeyler söylemeleri için savcılık tarafının kurduğu bir tuzak. | Open Subtitles | هذه حيلة بواسطة النيابة العامة لتحريك عملاؤنا لكي يقولوا شيئاً غبياً امام الكاميرا |
| Evraklar, çoğu yaşlı müvekkillerimizin akıl sağlığını sorgular nitelikte. | Open Subtitles | ووثائق تتسائل عن الصحة العقلية للعديد من موكلينا الكبار في السن |
| Bence oraya gittin ve şöyle bir şey dedin: "Davaları düşüreceksin ve müvekkillerimizin peşine düşmeyi unutacaksın". | Open Subtitles | أعتقد أنك ذهبت إلى هناك وقلت ما يقارب هذا "ستتخلى عن هذه الدعاوى وستنسى أمر ملاحقة أي من موكلينا" |
| Fakat, bu dokuz aylık kurs boyunca bize geldiklerinde zaten bir kriz yaşayan müvekkillerimizin yaşamlarına çok fazla müdahale ediyormuş hissine kapıldım. | TED | لكن خلال مدة التسعة اشهر, نما شعوري بالاحباط و شعرت و كأننا نحن أيضا كنا نتدخل كثيرا في حياة موكلينا -- لحدود أنه بحلول الوقت الذي جاؤوا لنا، كانوا بالفعل في أزمة. |
| Beni dinle. Bratton sadece müvekkillerimizin peşinde değil. Böl ve fethet taktiği uyguluyorlar. | Open Subtitles | أصغِ، (براتن) لا يسعى خلف موكلينا فحسب بل يحاول فرق تسد |