| Şey, Lois birazı kitaplardan, birazı müzelerden ve dürüst olmak gerekirse, çoğu sadece seyahat yapmaktan geldi. | Open Subtitles | في الحقيقة لويس البعض جاء من الكتب و البعض جاء من المتاحف لاكون صادف الكثير منها جاء عن طريق السفر |
| Hatta bana göre, müzelerden de gelmiyor. | TED | لا تأتي، في اعتقادي، حتى من المتاحف. |
| - Dünyadaki en büyük müzelerden biri olacak. | Open Subtitles | سيكون واحدا من أكبر المتاحف في العالم |
| ABD hükûmeti yerlilerin sayısız protestosu üzerine nihayet 1990'da, ABD Kongresi aracılığıyla bir yasa geçirdi. Amerika Yerlilerine kültürel ve kutsal nesnelerini ve insan kalıntılarını müzelerden geri isteme hakkı tanıdı. | TED | فى عام 1990 وبعد سنوات من احتجاجات السكان الأصليين، وأخيراً قامت الحكومة الأمريكية من خلال الكونجرس، بإصدر قانون يسمح للأمريكيين الأصليين باستعادة المواد الثقافية والأشياء المقدسة وبقايا الإنسان من المتاحف. |
| müzelerden nefret ederim. | Open Subtitles | أنا أكره المتاحف. |
| - müzelerden bıkmadın mı daha? | Open Subtitles | ألم تمل المتاحف بعد؟ |
| müzelerden nefret ediyorum. | Open Subtitles | أنا أكره المتاحف |
| - Üstelik müzelerden nefret ederim. | Open Subtitles | أنا اكره المتاحف |