| Savaştaki en kötü düşmanınız kendinizsiniz. İçinizdeki düşmanı mağlup edebilirsiniz. | Open Subtitles | إنّ العدو الأسوأ في الحرب هو نفسك أنت تستطيعين هزيمة عدوك الداخلي |
| Uçak gemilerini bir savaşa çekebilir ve mağlup edersek, artık dikkate değer bir deniz güçleri kalmaz Büyük Okyanus'ta. | Open Subtitles | لو امكن استدراج اسطولهم للدخول فى معركه و هزم لن يكون لديهم قوه بحريه ذات وزن متبقيه فى الباسفيك |
| Galip misin mağlup musun Steve-O? | Open Subtitles | جوني : هل يشعرون بالنصر أو هزمت , وستيف بين سين؟ |
| Karma Dövüş Sanatları kariyerinde hiç mağlup olmamış. | Open Subtitles | لم يُهزم طوال تاريخه في فنون القتال المختلطة. |
| B - A-T-I, Batı Kıyısı mağlup edilemez asla! | Open Subtitles | دبليو إي أس تي ، ساحل غربي لايمكن أن يهزم |
| Olağanüstü nişancılığı ile Amerika'nın en iyi tabanca ve tüfek nişancılarını mağlup etmiştir. | Open Subtitles | أمامها هؤلاء البارعين الملحوظين فى الرماية مصوبي المسدسات والبنادق العظماء في امريكا، قد هزموا |
| Bu adam doğuştan mağlup fakat onu henüz gömmediniz beyler. | Open Subtitles | ..... رجل خاسر دائما لكن أنتم أيها السادة لم تدفنوة بعد |
| Sayın Başkan, düşmanın mağlup edildiğini onaylıyorum. Tehdit yokedildi. | Open Subtitles | سيّدي الرئيس، أؤكّد هزيمة العدوّ، تخلّصنا من التهديد |
| İmparator'un orduları mağlup edilmiş ve İtalya'yı terk ediyorlar. | Open Subtitles | عن هزيمة الإمبراطور الوشيكة ورحيله عن إيطاليا |
| Ama şunu da her zaman belirtti ki düşmanı mağlup etme kapasitesine sahip tek güç bizdik. | Open Subtitles | لكنّه كان واضحا طوال الوقت حول أننا الوحيدون القادرون على هزيمة العدو |
| New York'ta cumhuriyetçi Rudolph Giuliani memur David Sinkins'i mağlup etti. | Open Subtitles | في نيويورك المرشح الجمهوري رودولف جيولياني هزم لعمدة لحالي ديفيد ديكينز |
| Babamı herhangi bir konuda mağlup etmekten vazgeçmişken Pepper'ın bir gün beni zorla golf sahasına götürmesiyle işler değişti. | Open Subtitles | لقد استسلمت تقريبا لفكرة هزم أبي في أي شيء حتى قام بيبر بجري الى ملعب غولف في أحد الايام |
| Düğünün arifesinde vahşi kardeşlerini mağlup ettin. | Open Subtitles | و في عشية حفل زفافك قد هزمت إخوتك الوحشيين. |
| Komançiler, ayı öldüren herkesin, hayvanın gücü ve efsununa sahip olduğuna ve savaşta mağlup edilemeyeceğine inanır. | Open Subtitles | يأخذ كل قوة وسحر الدب ولا يُمكن أن يُهزم في القتال |
| Tanrılar Yunanlıların tüm Truva ordusunu mağlup edeceğini söylüyorlar. | Open Subtitles | تقول الآلهة أي شخص يهزم جيش الإغريق بجيش طروادي |
| Gongshan Niu ve asileri mağlup edildi ve başkentten geri çekiliyorlar. | Open Subtitles | جانج شان وثواره هزموا و ينسحبوا من العاصمة |
| Büyük soygunun, korkusuzca tehlikeye atılman, ve şu köprü olayı Bu seni tam 3 kere mağlup yapar . | Open Subtitles | السّرقة الكبرى, تعريض للخطر المتهوّر, و ذلك يبني جسرًا على حركة ملكك ... ...يعمل لك ثلاثة مرّات خاسر . |
| Carson, takımlarının kaptanı Rüyasında bile mağlup olan bir karı | Open Subtitles | كارسون،كابتن منتخب بلادهم إنه الخاسر حتى في أحلامكن |
| Evet, onları mağlup edip tacıma el uzatan bu Fransız pisliklerine haddini bildirmekten başka bir seçeneğim yokmuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | لذا, يبدو أنه ليس لدي خيار سوى الركوع في الهزيمة لذلك الوخز الفرنسي المتفاخر |
| Savaşta mağlup olursak ahlâki değerleri önemseyen kim kalacak? | Open Subtitles | سوف تترك لمن يهتمون بالأخلاق إذا هزمنا في معركة |
| Ancak acı verici bir şekilde mağlup olup Dişi Dev tarafından yakalanmıştı. | Open Subtitles | . لكنه تمت هزيمته وقام العملاق الأنُثى بأخذه |
| Olacak Zordon, Power Rangerları mağlup ettiğim zaman. | Open Subtitles | سينتصر يا زوردان عندما أهزم مغامرين القوة |
| Talus'u mağlup edip onu çöle geri gönderdiğimizde, işte o zaman bu dava benim için son bulur. | Open Subtitles | عندما نهزم "تاليس" و نقضي عليه عندها ينتهى الأمر بالنسبه لي |
| Oyunun sonunda skor tahtasında geride olabiliriz ama böyle oynarsanız, mağlup edilemeyiz. | Open Subtitles | ربما نكون متأخرين على لوحة النتيجة عند نهاية المباراة لكننا اذا لعبنا كذلك، فلا يمكن هزيمتنا |
| O yalnız başına... tam ortada durdu... ve mağlup oldu. | Open Subtitles | لقد وقف في المنتصف لوحده و هُزم لوحده |