| Ancak sadece senin kafandadır çünkü maddesel dünyada kusursuz bir kare çizemezsin, ama aklının içinde kusursuz bir kareye sahipsindir. | Open Subtitles | ولكن داخل رأسك وحسب، لأنك لا تستطيع رسم مساحة مثالية في العالم المادي ولكن يمكنك أن تحظى بمساحة مثالية داخل رأسك |
| İlerlemenin nihaî amacı, aklın maddesel dünya üzerindeki hakimiyetini tamamen sağlamak ve doğanın gücünü, insanoğlunun ihtiyaçları doğrultusunda kullanmaktır. | Open Subtitles | والهدف الاساسي هو سيادة العقل علي العالم المادي وتسخير قوى الطبيعة لاحتياجات الإنسان |
| Realitenin maddesel yapısının parçalanması, ruhani bir borç yaratır. | Open Subtitles | هذا التفسخ للنسيج المادي للواقع هو ما يقدم العمق الروحي |
| Fakat maddesel haksızlık bir yana eşitsizlik gerçeğinin altında toplumsal sağlığın bütününü aşırı derecede yıpratan ortada dönen başka bir şeyler var. | Open Subtitles | ولكن لنضع الإنصاف المادي جانباً فهناك شيء اخر يحدث تحت سطح عدم المساواة |
| Hayatlarımız basittir. maddesel şeylere çok az gerek duyarız. | Open Subtitles | حياتنا بسيطة.لدينا حاجة بسيطة من الممتلكات المادية. |
| Ruhlar maddesel düzleme geçtiğinde bu koku yayılır. | Open Subtitles | إن هذه الرائحة تنبع عندما تخترق الأرواح البعد المادي. |
| Ruhlar dünyası ve maddesel dünya o zaman birbirlerine yaklaşırlar. | Open Subtitles | في ذلك الوقت يكون عالم الأرواح و العالم المادي أقرب أكثر من وقت مضى |
| Ruhlar ve maddesel dünya birbirinden ayrı kalmalı. | Open Subtitles | ينبغي أن يظل العالم المادي منفصلا عن عالم الأرواح |
| Baba, ruhlar ve maddesel dünya arasında köprü olmak benim görevim ve nihayetinde potansiyelime ulaşma şansım var. | Open Subtitles | أبي, من مسؤوليتي أن أكون الجسر بين العالم المادي و عالم الأرواح و أخيرا واتتني فرصة لأعيش حياة على قدر إمكانياتي |
| maddesel dünya ile ruhların dünyasını ayıran düzlemi delip geçen bendim. | Open Subtitles | لقد كان أنا من عبر الخط الفاصل الذي يفصل عالم الأرواح عن العالم المادي |
| Her şeyin bu maddesel evrenden ibaret olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | تعتقد أن العالم المادي هو الوحيد الموجود؟ |
| maddesel dünyaya benzemeyen bir yerde. | Open Subtitles | إنّه مكان لا ينتمي للعالم المادي |
| "ve maddesel dünya yine karanlığın hükmüne girmek sorunda kalacak." | Open Subtitles | والعالم المادي سيكون بخطر مجددا " " بألتهامه من قبل الظلام |
| Bu maddesel dünya insanın var olduğu yer. | Open Subtitles | من هذا العالم المادي أتى البشر |
| maddesel evrene geri döndü. | Open Subtitles | لقد عاد إلى العالم المادي مرة أخرى |
| maddesel dünyadan buraya yolculuk edenler... | Open Subtitles | لمن يسافرون هنا من العالم المادي... |
| Bu yüzden maddesel dünyada görevimi tamamladığımda, | Open Subtitles | , كان ينتهي في العالم المادي |
| Beyne bu bakış açısı maddesel olarak adlandırılır ve Koch bu fikrin en kuvvetli savunucusudur. | Open Subtitles | إنه بناء متغير للمخ وبواسطة المخ أيضاً فريمان: يسمى هذا الرأي الخاص بالمخ بالنظرية المادية |
| Etrafınızdaki tüm maddesel nesneler molekül adını verdiğimiz mikroskobik birimlerden oluşmuştur. | TED | كل الأشياء المادية التي حولك تتكون من وحدات غير مرئية بالمجهر نطلق عليها "الجزيئات". |