| Bize suç mahallini anlattı ve suç mahallindeki silahı gösterdi. | Open Subtitles | لقد قدم لنا تفاصيل مسرح الجريمة وسلم السلاح الذي إستخدمه |
| Adli tıptan, bu akşamki suç mahallindeki kurbanın üzerindeki izler sana ait. | Open Subtitles | أخصّائيّ الأدلّة الجنائيّة من مسرح الجريمة لم يجدوا سوى بصماتك على الجثّة. |
| Cinayet mahallindeki parmak izlerinizi açıklayabilir misiniz? | Open Subtitles | هل تعرف كيف يمكن لبصمات الأصابع جاءت لتكون في مسرح الجريمة؟ |
| Ne zamandan beri suç mahallindeki çalışmalarımı takdir eder oldun? | Open Subtitles | منذ متى بدأت بتقدير وجهة نظرى عن مسارح الجريمة ؟ |
| Bay Fellig, suç mahallindeki cinayet silahının üzerinde parmak izleriniz bulundu. | Open Subtitles | السّيد فيليج بصمات أصابعك وجدت على سلاح القتل في مشهد الجريمة. |
| Elimizdeki tek gerçek ipucu, suç mahallindeki sayılar. | Open Subtitles | الدليل الوحيد الذي لدينا هو بضعة أرقام بمسرح الجريمة |
| Kısmi parça kusursuz eşleşti. Şimde suç mahallindeki yerini belirlemeliyiz. | Open Subtitles | غطاء جزئي,تطابق تام الأن يجب علينا فقط وضعه في مسرح الجريمة |
| Bitki özleri cinayet mahallindeki örneklerle eşleşiyor. | Open Subtitles | الرحيق متناسق مع العينات من مسرح الجريمة |
| Cinayet mahallindeki DNA raporunu aldım. | Open Subtitles | لقد حصلت للتو على الـ دي إن إي من مسرح الجريمة |
| - Suç mahallindeki sıçrama örüntülerini eşleştirmeye uğraşıyorum. | Open Subtitles | أحاول مطابقة الأنماط الملقاة من مسرح جريمة |
| Suç mahallindeki kanla Chung'ın DNA'sı örtüştü. | Open Subtitles | طابقنا حمضه النوويّ مع الدم الموجود في مسرح الجريمة |
| Olay mahallindeki kanıtların teslim evraklarını elle yazıyordum. | Open Subtitles | كنت أضع الملفات يدويا في المستودع من مسرح الجريمة |
| Aranan numaralardan biri suç mahallindeki telefona ait. | Open Subtitles | دفتر العنواين به رقم جوال يتبع لأحد المجرمين من مسرح الجريمة |
| Suç mahallindeki kalabalığın elinde ne bilgi kırıntısı varsa toplayın. | Open Subtitles | علينا البدئ بالبحث عن البيانات من جميع الحشود التي تواجدت في مسرح الجريمة |
| Pantolonunda aynı suç mahallindeki Gibi çamur vardı. | Open Subtitles | ولديه طين على بنطاله يتسق مع مسرح الجريمة. |
| Patron, olay mahallindeki polislerden biri aradı. | Open Subtitles | أيّتها الرئيسة، لقد إتّصل للتو أحد أفراد الشرطة من مسرح الجريمة. |
| Şu parıldayan, spreyli suç mahallindeki adamların kullandığı şeyden. | Open Subtitles | مادّة الرذاذ المتوهّج الذي يستعمله الجنائيين في مسارح الجرائم. |
| Şu parıldayan, spreyli suç mahallindeki adamların kullandığı şeyden. | Open Subtitles | مادّة الرذاذ المتوهّج الذي يستعمله الجنائيين في مسارح الجرائم. |
| Suç mahallindeki ayak izleri olaya ondan fazla insanın karıştığını gösteriyor. | Open Subtitles | الآن يبدو مثل أكثر من دزينة أشخاص لربما شارك بسبب الآثار في مشهد الجريمة |
| Üstündeki kalıntı, cinayet mahallindeki arabanın egzozunu tutuyor. | Open Subtitles | بقايا سوداء عليها يطابق العادم من السيارة في مشهد القتل. |
| Katil 1.80 boyunda olsaydı olay mahallindeki kan izleri daha yüksek ve daha geniş olurdu. | Open Subtitles | لو كان القاتل بطول 6 أقدام لكان ظلّ الدم بمسرح الجريمة أطول وأوسع |
| Suç mahallindeki bazı adamları tanıdım. | Open Subtitles | تعرّفت على أحد أفراد الشُرطة بمسرح الجريمة. |