| Bu salak yüzünden az kalsın tutuklanıyorduk. Şimdi ikimizin de Mahkemesi var. | Open Subtitles | هذا المجنون كاد أن يجعلنا نُعتقل الآن لدينا جميعنا مواعيداً في المحكمة | 
| Anayasa Mahkemesi'ne gitme sırası bize geldi. | TED | لذلك الآن قمنا بإلتماس في المحكمة العليا | 
| Kendisine karşı elle tutulur cinsel taciz suçlamaları olan biri Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi tarafından onaylandı, bir kez daha. | TED | شخص متهم بشكل جدير للتصديق بالعنف الجنسي تم تعيينه كعضو في المحكمة العليا للولايات المتحدة الأمريكية، مجددًا. | 
| Eğer hamamda yer bulamazlarsa erkeklerin gittiği yerlere yani Forum'a Anayasa Mahkemesi'ne veya Senato'ya. | TED | حيث ليس لديهن مكان إلا عند الرجال: في النادي، أو في محكمة القانون، أو في مجلس الشيوخ. | 
| Kat ve Marie yıllarca West Virginia'daki Mercer County Mahkemesi'nin bodrum katında penceresiz bir ofiste çalışıyorlar. | TED | عملاَ معًا لسنوات في مكتب بلا نوافذ. في سرداب في محكمة بمقاطعة ميرسر غرب فرجينيا. | 
| Uluslararası Ağır Ceza Mahkemesi'nden dolayı çalışmalarınıza aşinayım. | Open Subtitles | أعلم عن عملك مع المحكمة الجنائية الدولية | 
| Şu anda size Simi Valley Mahkemesi'nden canlı olarak... | Open Subtitles | فـي إنتظــار الحـكم ينقلها لكم بثاً مباشراً من أمام محكمة سيمى فاللي | 
| Sonra, şansın varsa, seni Onur Mahkemesi'ne gönderir. | Open Subtitles | من ثم وبقليل من الحظ سوف تستدعيك الى محكمة الشرف | 
| Anayasa Mahkemesi hakimi gibi bir şey. | Open Subtitles | قاضي في المحكمة العليا أو شيء من هذا القبيل | 
| Bir kere yaptıkları tamamen anayasaya aykırı. ABD Yüksek Mahkemesi'ne çıkacağız. | Open Subtitles | أول كل شيئ ما فعلوة كان مخالفاً للدستور,لقد تحددت جلسة لسماعنا في المحكمة العليا | 
| ABD Temyiz Mahkemesi'nden derhal sayımın durdurulmasını talep edeceğim. | Open Subtitles | أريد أن أطلب البقاء فوراً في المحكمة العليا في الولايات المتحدة لايقاف الفرز | 
| Purcell haklıydı. Aile Mahkemesi dosyayı mühürlemişti. | Open Subtitles | تمّ إغلاقه بشكل نهائي في المحكمة العائليّة | 
| Ben size işlemin bitmesi için bir jüri Mahkemesi daha olacağını söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتكما بأنه لدينا يوم آخر في المحكمة قبل انهاء التبني | 
| Yedi ay boyunca, trafik Mahkemesi hakimi olarak rahatça oturduktan sonra, ceza mahkemesine geçmem gerektiği söylendi. Kısım iki, ceza Mahkemesi. | TED | بعد أن قضيت مرتاحة سبعة أشهر كقاضية في محكمة المرور، أُعلمت بأنني نُقلت إلى محكمة الجنايات، القسم الثاني، قاعة محكمة الجنايات. | 
| Missouri Eyalet Mahkemesi yargıcı olarak bana verilen yetkiye dayanarak... sizleri karı koca ilan ediyorum. | Open Subtitles | بالسلطة الممنوحة لي كقاضٍ في محكمة ولاية ميسوري أنا الآن أعلنكما زوجاً وزجة | 
| Çünkü ayrıca kardeşinin Çocuk Mahkemesi' nde çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | لأنني أعرف أيضاً أن أخيك يعمل في محكمة الأحداث | 
| Ama hepsi 100 Centre Sokağı'ndaki Manhattan Ceza Mahkemesi'nden geçmiş. | Open Subtitles | ولكن كل القضايا تمت معالجتها في محكمة مانهاتن الجنائية عند 100 الشارع الرئيسي | 
| Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'yle. | Open Subtitles | مع المحكمة الجنائية الدولية لجرائم الحرب | 
| Saygıdeğer ABD Temyiz Mahkemesi huzurunda işi olan herkes yaklaşıp dikkatle dinlesin çünkü mahkeme toplanmış bulunuyor. | Open Subtitles | أمام محكمة الولايات المتحدة العليا المشرفة عليهم الاقتراب وإعطاء الانتباه الكامل لهذه المحكمة التي بدأت جلستها. | 
| Onur Mahkemesi'ne çıkacağım, sonra da buradan gideceğim. | Open Subtitles | انا سوف اذهب الى محكمة الشرف وبعد ذلك سوف اغادر |