"mahvetmek için" - Translation from Turkish to Arabic

• لتدمير
• لإفساد
• لأدمر
• لتخريب
• لتقضي على
• لتحطيم
• لتدمري
• لتدميرهم
• لتقض
• في تمزيقك فحسب
• لكي أدمر

El üstünde tutuklarımızı mahvetmek için en yüksek güçle beraber çalışır.
مع السلطة المطلقة لتدمير .كل ما نعتز به أكثر من غيره

Onu mahvetmek için yaptığın her şeyden sonra neden Paige'i kurtardın?
لماذا تقوم بحفظ بيج بعد كل شيء فعلتموه لتدمير لها؟

Onları tanımıyor ve silah olarak kullanıyor. Sırf eski karısını ve çocukları mahvetmek için.
و يستخدمهم كسلاح لتدمير زوجته السابقة و تدميرهم أيضاً

15 aylık diplomasiyi mahvetmek için sizi bana kakaladılar.
انظر هنا لقد قمتم بخداعي أيها الرجال لإفساد خمسة عشر شهرا من الدبلوماسيه

İşini mahvetmek için yeni unvanımı kullandığımı söylememi istiyorsun çünkü beni kovduran pislik sensin.
تود سماع أنني ساستخدم منصبي الجديد لأدمر عملك لأنك ذلك الوغد الذي تسبب بطردي من العمل

Tahmin etmem gerekirse, hayatını biraz daha mahvetmek için hazır.
على حسب تخميني, سأقول لتخريب حياته اكثر بقليل

Bir insanı mahvetmek için bir imza yeter.
حسنا هذا مخيف كل ماتحتاجه توقيع واحد لتقضي على احدهم

Ama bunu kendimizi mahvetmek için bir mazeret haline getiremeyiz.
ولكننا لا نستخدم ذلك عذراً لتحطيم أنفسنا

Bizimkini de bir sonraki ilişkini mahvetmek için kullanırsın.
لذا ربما تتشبثين بهذا لمزيد من الوقت لتدمري علاقتكِ القادمة

Asıl soru, onları mahvetmek için bu yetecek mi?
و السؤال هنا ، هل سيكون ذلك كافياً لتدميرهم ؟

Ama artık bana geliyorlar ve o fotoğrafları başkalarının hayatlarını mahvetmek için kullanmayacağım.
لكنهم يأتون لى انا الان و انا لن استخدمهم لتدمير حياة الناس

Her akşam prime time'da bir saatim var ve seninkini mahvetmek için kendi hayatımı adamaya hazırım.
لدي ساعة يوميًا كل ليلة في وقت الذروة وسوف أكرس حياتي لتدمير حياتك.

Bir şeyi mahvetmek için bir sürü ufak hata yapmak gerekir ve olaya karışan herkesin çıkıp da "ben ufak bir hata yaptım" demesi çok kolay.
أعني، نحتاج الكثير من الأخطاء الصغيرة لتدمير شيء ما، ويكون من السهل جدا على كل المتورطين

Haftalardır seni takip ediyorum, hayatını mahvetmek için bir plan yapmaya çalışıyorum.
لقد كنت أتتبعك لأسابيع محاولاً أن أخترع طريقة لتدمير حياتك

Bu güzelim dünyayı mahvetmek için binlerce yıl harcadınız.
قضيتم آلاف السنين لتدمير هذا العالم الجميل

Onları mahvetmek için ne kadar uğraşırsan uğraş, ...herkes seni salıveriyor.
..الجميع يريد معاملتك بلطف .بالرغم من ما فعلته لتدمير حياتهم

Bu biraları yerlileri mahvetmek için biriktirmiştim ne kadar iyi arkadaş olduğumuzu gördükten sonra tatmanı istedim.
كنت أدخر هذا الشراب لإفساد الهنود لكن بما أننا صديقان مقربان، أردت أن أجعلك تتذوقه

Bizimkini mahvetmek için, torunumu kullandığını öğrendiğinde diyeceğinin aynısı olur.
ستكون نفس ردة فعله عندما يعرف أنكِ استغليتِ حفيدي لإفساد موعدنا

Ve hepsini o kadını mahvetmek için kullanacağım.
و أنا سوف أستخدمها كلها لأدمر تلك المرأة.

Tracy, programı mahvetmek için yeni bir yol bulmuş. Ne?
وجد (ترايسي) وسيلة جديدة لتخريب البرنامج

Sue, meclis adaylığını sanatı mahvetmek için kullanıyor.
وسو تستخدم حملتها للكونغرس لتقضي على الفنون صدقوا أو لا تصدقوا

aşağıya inmek için yeterli oksijene sahip olması, binanın aşağıdaki 8 katını mahvetmek için yeterli enerjiyi barındırması mümkün olamazdı.
بحيث تحتفظ بالطاقة الكافيه لتحطيم الطوابق الثمانية السفلى من البناية

Hayatımı mahvetmek için mükemmel zamanlamayı 16 yıl beklediysen tebrik ederim anne!
حسناً, إذا أردت أن تتنظري 16 سنة حتى تكتمل اللحظة المناسبة لتدمري حياتي بالكامل

Hepsini mahvetmek için diğer her şeyden daha iyi olacak hard diskininin içeriğini bekliyorum.
أتوقع المحتوى لقرصه الصلب المحمي سيكون أكثر من كافي لتدميرهم جميعهم

- Bunları seni mahvetmek için kullanacaklar.
إنهم سيتخدمونه في تمزيقك فحسب أبلغ الوكالة

Yani hayatının kalanını mahvetmek için yeni yollar icat edeceğim.
لذا سأخترع وسائل جديدة لكي أدمر ما تبقى من حياتك