| Bayan Ucube Şovu'nun kapak kızı olman, hayatını mahvetmekten daha mı önemli? | Open Subtitles | ترك ماذا؟ تدمير فرصتكِ بأنّ تكونِ ملكة جمال هذا العرض غريب الأطوار و تكونِ فتاة الغلاف؟ |
| Düzelmek için elinden gelen her şeyi yapan genç birinin hayatını mahvetmekten sorumlu olamam. | Open Subtitles | لن أكون مسؤولة عن تدمير شاب يفعل كل مابوسعه لعلاج نفسه |
| Başkalarının hayatlarını mahvetmekten zevk almıyorum, masum olsun olmasın. | Open Subtitles | ، أنـا لا أقبل تدمير حياة الأخرين، سواء كانوا أبرياء أم لا. |
| Pekâlâ, eğlenceni mahvetmekten nefret ediyorum Baba, ancak bende bu şeylerin hepsinin yedekleri var ve biliyorsun ki bunu yapman yasadışı... | Open Subtitles | أكره إفساد متعتك يا أبي لكني لدي نسخ أحتياطية من كل تلك الأشياء و هذا غير شرعي أيضاً |
| Ne zaman böyle önemli bir gelişme olsa hep mahvettim ve artık mahvetmekten bıktım. | Open Subtitles | كل مرة يوجد أمراً ، أمراً كبير كهذا و دائماً أفسد الأمور ، و إنني متعبة للغاية من إفساد الأمور |
| Pekala, güzel, hayatını mahvetmekten vazgeçemiyorsun- | Open Subtitles | . . أنت لا تستطيع أن تتوقف عن افساد حياتك |
| Yeni bir dönem kurmak, mahvetmekten daha zor. | Open Subtitles | المبنى الجديد سن هو أصعب بكثير من العمل تدمير القديم. |
| Kaçamağın, ilişkiyi mahvetmekten başka bir işe yaramayacağını düşünürdüm ama o andan itibaren ona hiç yalan söylemedim küçük şeyler hakkında bile. | Open Subtitles | لم أعتد أبداً أن أعتقد ان علاقة يمكنها فعل أية شيء عدا تدمير علاقة. لكن منذ تلك اللحظة, لم اكذب عليه ابداً, و لا حتى في اصغر الأشياء. |
| Neden kendi zamanına dönüp benimkini mahvetmekten vazgeçmiyorsun? | Open Subtitles | ربما تعود لأيامك وتتوقف عن تدمير أيامي |
| Hayatları mahvetmekten bahsedene bakın. | Open Subtitles | انظروا من يتكلم حول تدمير الحياة |
| Hayatları mahvetmekten bahsedene bakın. | Open Subtitles | انظروا من يتكلم حول تدمير الحياة |
| Yapılması yıllar süren operasyonları mahvetmekten bahsediyoruz. | Open Subtitles | تدمير مهمة أستغرقت عامين للتخطيط لها |
| Kunduzların güzel işini mahvetmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره أنّ علينا تدمير عمل القندس الرائع. |
| Ama kendimi mahvetmekten başka bir şey geçmedi elime. | Open Subtitles | لكنني لم أنجح في شيء سوى تدمير حياتي |
| O zaman herşeyi mahvetmekten vazgeç. | Open Subtitles | حسنًا، توقف عن إفساد كل شيء ستراني عندما تراني |
| Doğru kadını mahvetmekten daha güzel bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا شيء أفضل من إفساد المرأة المناسبة |
| Bunu mahvetmekten vazgeç, olur mu? | Open Subtitles | توقفوا عن إفساد الأمور |
| Üniversitedeyken arkadaştınız da şimdi diğerine arkadaştan fazlası olmak istediğinizi ve birbirinizden hoşlandığınızı söyleyerek ilişkinizi mahvetmekten mi korkuyorsunuz? | Open Subtitles | هل كنتما صديقين من المدرسة الثانوية وتخافان الآن من إفساد علاقتكما... إن قال أحدكما للآخر أنّه يريد أن تكونا أكثر من صديقين، وأنّكما تحبان بعضكما؟ |
| Marco Forlan, uyuşturucu bulundurmaktan ve ayrıca neredeyse takım elbisemi mahvetmekten dolayı tutuklusun. | Open Subtitles | ماركو فورلان , انت تحت الاعتقال لحيازة المخدرات و ايضا لقربك من افساد بذلتي |
| Böylesine güzel ve dokunaklı bir anı mahvetmekten hiç hazzetmiyorum, ancak bakıcım yüzünden eve dönmem lazım. | Open Subtitles | انني اكره افساد هذة اللحظة الحساسة الجميلة لكنني يجب ان اذهب للمنزل من اجل جليسة طفلي |