| Düşünmüştüm ki Tayland'a gittiğinde bana şu sevdiğim köri soslu makarnadan alırsın. | Open Subtitles | لقد أعتقدت بأنك ستأتين بطعام تايلندي حساء الكاري مع المعكرونة التي أحبها |
| Üçüncü sınıflar, makarnadan, hayatımı tasvir eden eserler ortaya koyar. | Open Subtitles | طلاب الصف الثالث سيصنعون الرسومات لمشاهد من حياتي مصنوعة من المعكرونة |
| İçinde domuz pastırması olan sevdiğin makarnadan. | Open Subtitles | تحب تلك الباستا التي تستخرج من لحم الخنزير |
| Sana eskiden maçlardan önce yaptığım makarnadan ister misin? | Open Subtitles | مارأيك بأن اعد لك الباستا التي تحب اكلها قبل المباريات؟ |
| İçinde küçük sosis dilimleri olan makarnadan yaptı. | Open Subtitles | أعدَّت لي السباغيتي مع قطع النقانق الصغيرة |
| Bence yeteneğini makarnadan kolyeler yapmaktan daha önemli şeylere ayırabilirsin. | Open Subtitles | في الحقيقة اعتقد انك فعلت اشياء جيدة المكرونة المعقودة جاستين لقد تكلمت الى دانييل |
| Geçen sene bana makarnadan fotoğraf çerçevesi yapmıştı. | Open Subtitles | السنه اللى فاتت صنع لى اطار من المكرونه |
| Bak, anne. makarnadan bir roket prototipi yaptım. | Open Subtitles | انظري امي , لقد صنعت نموذج لصاروخ من المعكرونه |
| Geçen sefer çok sevdiğin şu süslü peynirli makarnadan yapabilirim. | Open Subtitles | ..حسنٌ, بإستطاعتي بإستطاعتي تحضير تلك المعكرونة والجبنة التي أحببتها ذاك المرة |
| Annemler onu akşam yemeğinden önce odasına gönderince makarnadan yaptığı mücevher kutusunu yedi. | Open Subtitles | مرة واحدة، وقالت انها ارسلت الى الفراش دون عشاء... ... حتى أنها أكلت المعكرونة قبالة مربع المجوهرات أنها قد قدمت. |
| En son bunu söylediğinde makarnadan kolye yapmıştın. | Open Subtitles | آخر مرة قلت هذا كان عقداً من المعكرونة |
| - En sevdiğin peynirli makarnadan yaptım. | Open Subtitles | أعدت لك طبقك المفضل، المعكرونة بالجبن |
| Düdük makarnadan yaptım. | Open Subtitles | مصنوع من المعكرونة اللولبية. |
| Sana şu garip makarnadan yaparım. | Open Subtitles | سأصنع لكِ معكرونه "الباستا بيستو" التي تحبها |
| Madem dürüst oluyoruz o garip makarnadan nefret ediyorum. | Open Subtitles | اذا سنبدء بالصدق اكره تلك "الباستا بيستو |
| - Şu makarnadan yapabilirim. | Open Subtitles | تعرفي،أستطيع صنع تلك الباستا |
| Dedim ya, küçük sosis dilimleri olan makarnadan yaptı. | Open Subtitles | قلتُ لك أنها أعدَّت لي السباغيتي مع قطع النقانق الصغيرة |
| Sanırım az pişmiş makarnadan üçüncü ısırığı aldığımda ağlamaya başlamıştı. | Open Subtitles | أعتقد أنني كُنت أتناول ملعقتي الثالثة من السباغيتي الباردة حيث بدأت في البكاء |
| Dışarı çıkalım, şu meşhur makarnadan yiyelim dedik. | Open Subtitles | دخلنا فقط فجأة لتناول بعض المكرونة |
| Bu makarnadan daha güzel birşey. | Open Subtitles | هذاافضلمن المكرونه! |
| makarnadan nefret ediyorum... | Open Subtitles | انا اكره المعكرونه |