| Lanet olsun çocuklar gitmem lazım. Şu Makyajdan kurtulmam lazım. | Open Subtitles | اللعنة يارفاق , يجب أن اذهب يجب أن أزيل المكياج |
| Saatlerce Makyajdan sonra Marilyn ışıkların altına geçti. | Open Subtitles | بعد عدة ساعات من المكياج إتجهت مارلين ناحية وهج الأضواء |
| Makyajdan kurtul! Saçını kestir! Ve toplarını tıraş etmek için benim jiletimi kullanmayı bırak! | Open Subtitles | تخلص من المكياج ، واحصل لنفسك على قصة شعر جديدة توقف عن استخدام شفرة حلاقتي لتحلق بها عانتك |
| En başta aşağılandım gibiydi ama... yaptığım fazladan Makyajdan olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | حسنا، في البداية تعرض للإهانة I، ولكن بعد ذلك أدركت انها فقط كل هذا ماكياج إضافية. |
| Anne. Zoe'yi Makyajdan çıkarmamız gerekiyor. | Open Subtitles | ونحن يجب الحصول على زوي من ماكياج. |
| Yerlerde tırnak parçaları, saçlar aşırı Makyajdan ve botoksdan ölü gibi suratları olan insanlar varken. | Open Subtitles | اظافر وشعر على الارض في كل مكان الوجوه تموت وعليها الكثير من البوتوكس و الكثير من مساحيق التجميل |
| Yaptıkları fazla Makyajdan nefret ettim. | Open Subtitles | أكره كمية مساحيق التجميل التي وضعوها عليه. |
| Tabi ten renginden, göz renginde, Makyajdan bahsetmeye gerek yok. | Open Subtitles | ناهيكم عن لون البشرة و لون العينين و التبرّج |
| Siz de mi başladınız saç ve Makyajdan konuşmaya? | Open Subtitles | الآن أصبحت أنت تتحدث عن المكياج والشعر؟ |
| Değil mi? IA: Çok teşekkür ederim. (Alkışlar) JC: Kuşkusuz. IA: Makyajdan dolayı. | TED | إيزابيل: أوو شكرا لك. (تصفيق) جون: دون نقاش. إيزابيل: إنه المكياج. |
| Seni Makyajdan çağarıyorlar. | Open Subtitles | يريدونك فى غرفة المكياج |
| - Makyajdan. | Open Subtitles | المكياج مادة عظيمة |
| Seni Makyajdan çağarıyorlar. | Open Subtitles | يريدونك فى غرفة المكياج |
| Makyajdan çıktığını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف كنت من ماكياج! |
| Joe, Makyajdan önce mikrofonun fişini tak ve kameraya yeni piller koy. | Open Subtitles | (جو)، إجلب مُكبّر الصوت، ثم تأكّد من وجود المدّخرات الجديدة بالكاميرا. -قبل أن تبدأ بعملية إعداد التبرّج . |