| Guy makyajlı halde birden eve geldi ki hiç böyle gelmezdi. | Open Subtitles | فجأة غاي دخل و المكياج لسة علية الي عمرة مَا عَمِلَها |
| Ciddi misin? O zaman makyajlı nasıl göründüğünü merak ettim doğrusu. | Open Subtitles | أنا أود رؤية ماذا يبدو المكياج عليكِ أراهن بإنه يكون رائعاً |
| Bardaki bol makyajlı ihtiyar kadını gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت تلك المرأة المتصابية في الحانة بكلّ ذلك المكياج |
| Vietnamlı kızlar ve makyajlı bir erkek. | Open Subtitles | فتيات فيتناميات ورجل يضع مكياج. |
| Yanlarında... ..bol makyajlı, ve mücevherli genç kızlar, üstlerinde pahallı takımlar var. | Open Subtitles | في تلك البدلات الغالية جدًّا ... و الصّغير إلى حدّ ما بنات ... مع المجوهرات الكبيرة و مكياج كثير جدًّا . |
| Kilisede kaskatı ve yüzü makyajlı görülmek istemem. | Open Subtitles | جثّة كa لوحة، كُلّ ذلك التركيبِ على وجهِي. |
| Sabahtan akşama kadar makyajlı olmam gerekiyor. Nefret ediyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع مسح مساحيق الزينة طوال اليوم ، هذا ممل. |
| Epstein sen salak rolü yapacaksın, Peck'de sarışın, hoş, bol makyajlı, tam bu tipleri cezbeden biri gibi olacaksın. | Open Subtitles | بيك ستكونين تلك الشقراء الجميلة كثيرة المكياج غبية ومغوية |
| Ayakları çıplak, yatağına uzanmak üzere fakat, hâlâ makyajlı. | Open Subtitles | حافية القدمين وجاهزة للنوم لكنها مازالت تضع المكياج ؟ |
| Çok makyajlı ya da az kollu olabilirler diye. | Open Subtitles | في حالة ظهورها بالكثير من المكياج وليس عددًا كافي من الأيادي. |
| makyajlı halini tanıyamamıştım. | Open Subtitles | لم أعرفك في هذا المكياج |
| - Evet, makyajlı ve her şeyli. | Open Subtitles | اجل, مع المكياج وكل شي. |
| - Wade, buraya makyajlı gelemezsin. | Open Subtitles | (وايد)، لا يمكنك أن ترتدي المكياج وتلك الأشياؤ هنا. |
| Kusursuz bir Carl Weathers makyajlı Cuba sandım. | Open Subtitles | (أتعرف، لقد ظننت أنكَ (كوبا (مع تأثيرات مكياج (كارل ويذرز |
| Şu kadınlar fazla makyajlı değil mi? | Open Subtitles | مكياج كافي على هؤلاء النسوة؟ |
| Giyim tazı, makyajlı. | Open Subtitles | يضع مكياج |
| Max Schreck bizim karşımıza sadece makyajlı ve kostümlü olarak çıkacakmış. | Open Subtitles | ماكس Schreck سَيَظْهرُ فقط إلينا في التركيبِ والبدلةِ الكاملةِ، |
| hayır barışma seksi değil-- makyajlı haliyle hala seksiyken. | Open Subtitles | لا، لَيسَ ذلك جنسِ التركيبِ - النوع حيث أنَّ هي ما زالَ حارَ في تركيبِها. |
| makyajlı güzel gözüküyormuşsun, kardeşim. | Open Subtitles | تبدين جميلة مع مساحيق الزينة يا أختى |
| Söyle, makyajlı olan. | Open Subtitles | -اجل ياصاحبة مساحيق الزينة |