| Avukat olmayı hiç düşünmemiştim. Ama Yargıç Malloy da Brooklyn'dendi. | Open Subtitles | لم أفكر أبداً بأني سأصبح محامياً لكن القاضي مالوي كان من بروكلن أيضاً |
| Belki Malloy, birimizin polis olmadığı konusunda haklı. | Open Subtitles | ربّما مالوي كان محقّ فى ان أحدنا ليس شرطيا. |
| Doğanın isteklerini sen kontrol edemezsin Malloy. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع السيطرة على ما تريده الطبيعه، مالوي. |
| Kafası çalışan üçüncü sınıf biri bile becerebilirdi, ama Malloy değil. | Open Subtitles | اى مخبر ذكى كان يمكنه ذلك ولكن ليس مالوى |
| Adına mahkeme celbi çıkarttık Malloy. | Open Subtitles | هناك امر لك للحضور الى المحطكه يا سيد مالوى |
| Janice Malloy Salazar'ı Lisa Bayle'in katili olarak teşhis etti, ama önce, Cliff Howard'ı da onayladı. | Open Subtitles | شكراً لكِ لقد قامت جانيس مالوي بالتعرف على سالازار بأنه قاتل بايل |
| Serrano, Malloy benimle gelin. | Open Subtitles | حسنا , سيرانو , مالوي , أنت معي. دعنا نذهب. |
| Malloy Lisesi şu anda İnternet sıkı yönetimi altına alınacak. | Open Subtitles | سيتم الآن وضع مدرسة مالوي تحت قانون شبكة الإنترنت. |
| Ve yargıç, şu Yargıç Malloy, bu sırada gülüp duruyordu, sonra onunla öğle yemeğine çıkmamı istedi. | Open Subtitles | ...ثم ... القاضي مالوي ... طوال الوقت، هو يضحك ويبتسم |
| Malloy benim hücremde kilitli kalsın. | Open Subtitles | مالوي يجب أن يبقى محبوس فى غرفتى. |
| Bir saniye bekleyin Bay Greene, sizi Ajan Malloy'a aktarıyorum. | Open Subtitles | السيد "مالوي" سيكون معكَ بعد لحظات "سيد "جرين |
| Kurul, geçen hafta Janice Malloy'dan gelen dilekçeyi üçüncü kez reddetmiş. | Open Subtitles | في الأسبوع الماضي رفض المجلس للمرة الثالثة عريضة من (جانيس مالوي). |
| Tüm Malloy şahitleri sinekler gibi yere düşerlerken tedbirli olmak göz çıkarmaz. | Open Subtitles | لا يُمكن أن أكون حذراً للغاية، ليس عندما يتساقط شهود (مالوي) موتى. |
| Az önce hastane ile konuştum. Nancy Malloy'un ciğerleri yavaşça sıvı ile dolmuş. | Open Subtitles | تحدثتُ للتو مع مستشفى (ريغان) العام، عاودت رئتا (نانسي مالوي) الإمتلاء بالماء ببطء. |
| April Malloy'un kim olduğunu görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | يمكن أبوس]؛ ر ننتظر لنرى الذين أبريل مالوي حقا. |
| Gerçek April Malloy'u görmek istiyormuş. | Open Subtitles | إنها تريد أن ترى أبريل مالوي الحقيقي. |
| Adım Terry Malloy. | Open Subtitles | أسمي تيري مالوي |
| Dinle Malloy. Adamın etrafında Başkandan çok hareket var. | Open Subtitles | اسمع يا مالوى هذا الرجل حوله رجال تفوق عددا الرجال الذين حول الرئيس |
| Malloy girdiğinde, ben de tünelden binaya dönüyordum. | Open Subtitles | لقد كنت عائد من عن طريق النفق حين رايت مالوى قادم |
| Seni suçlayan yok Malloy. | Open Subtitles | لا احد يتهمك باى شىء يا سيد مالوى |
| Önümüzdeki Olimpiyatlar'da onu göreceksiniz. Seattle'da, Dallas Malloy, 16. | Open Subtitles | في (سياتل)، "دالاس مولوي"، 16 عاماً |