| Sonrasında, bizim nesildeki herkes gibi Himalaya manastırına yaşamaya gittik. | TED | ثم، مثل أي شخص آخر في جيلنا، ذهبنا لنعيش في دير في جبال الهمالايا. |
| Bu keşişin İngiltere'deki manastırına geri gönderilmek üzere Abbott'un nezaretine verin. | Open Subtitles | عد بهذا الناسك إلى إنجلترا لعهدة رئيس دير كنيسته |
| Maruz kaldığı fiziksel sorunlar, ebeveynlerinde terk edilmek, rahibe manastırına yerleştirilmek. | Open Subtitles | العاهات الطبيعية تَحمّلَ، تَركَ مِن قِبل أبويهِ، وَضعَ في a دير. |
| Bir zamanlar Kung Fu öğrenmesi için babası tarafından bir Shaolin manastırına bırakılan bir çocuk varmış. | Open Subtitles | ذات يوم أودع أب ولده الصغير "لمعبد (شاولين) لدراسة "الكونغ فو |
| Çoban birkaç dalı civarın manastırına götürmüş. | Open Subtitles | لذا الراعي أخذ بضعة أغصان للدير المحلي |
| Seni Braila manastırına gönderiyorum. | Open Subtitles | سارسلك الي الدير في باريليا |
| Sadece en az dört dilim kek yedim, ve bir rahibe manastırına geldiğimin farkında değildim. | Open Subtitles | انه فقط اكلت علا الاقل اربع شرائح من تلك الكيكه ولم ادرك انني قادمه الى دير |
| General, Origlione manastırına gözcü koymak istedi. | Open Subtitles | الجنرال احتاج إلى موقع للمراقبة في دير "أورليجوني" |
| Evet, çok şükür hallettim. Neredeyse bir kadın manastırına katılacaktım. | Open Subtitles | نعم فعلت الحمدلله لقد كنت سأنضم إلى دير |
| Birkaç yıl önce bir Trappist manastırına gitmiştim. | Open Subtitles | ذهبت إلى دير ترابيسي ذات مرة، منذ أعوام |
| Meryem Ana anneme, beni bırakıp Fransa'daki bir rahibe manastırına gitmesini söylemişti. | Open Subtitles | "أخبرت العذراء أمي أن تتركني" "خلفها وتذهب إلى دير راهبات في فرنسا" "حافظت فرنسا على الكاثوليكية وحتى الآم" |
| Korunmayı reddetmiş ve Beaulieu Abbey manastırına sığınmış. | Open Subtitles | رفضت الحماية و أخذت ملاذ في دير بوليو |
| yanık iyileşince çocuğu St. Clare manastırına götürebilirsin. kuşkunuz olmasın, majesteleri. | Open Subtitles | عندما تشفى الحروق بإمكانك أخذ الطفلة إلى دير "سانت كلير". |
| Suçunu itiraf etti ve Kingsbridge kilisesinin manastırına sığındı. | Open Subtitles | قد اعترفت المرأة للكاهن وستنضمّ إلى جماعة راهبات دير (كنغزبردج) |
| St. Brenda manastırına. | Open Subtitles | في دير القديسة بريندا |
| O listede bulunan her şey tek bir yere, gözlerden uzak, bilinmeyen bir yer olan Avusturya Alpleri'nin eteklerindeki bulunan Berndorf'daki bir rahibe manastırına götürülmüş. | Open Subtitles | كل مافي القائمة يتجه لمكان واحد غامض وغير مفحوص دير للراهبات في (بيرندورف) في الجزء السفلي من جبال الألب النمساوية |
| San Marten manastırına sığındığını haber aldık. | Open Subtitles | وقد اتخذ من دير (سان مارتان) ملجأ له |
| Onu St. Breda'daki rahibe manastırına, rahibelerin yanına koydum. | Open Subtitles | (وضعتها في دير (سانت بريندا مع الراهبات |
| Bir zamanlar Kung Fu öğrenmesi için babası tarafından bir Shaolin manastırına bırakılan bir çocuk varmış. | Open Subtitles | ذات يوم أودع أب ولده الصغير لمعبد (شاولين) لدراسة "الكونغ فو". |
| Mesela, bir rahibe manastırına gidebilirsin. | Open Subtitles | على سبيل المثال تستطيعين الذهاب للدير |
| Baban Snagov manastırına gitti. | Open Subtitles | اباك ذهب الي الدير في سانجوف |