| Laptopuna erişebilmek adına ona şifreni vermen için seni manipüle etti. | Open Subtitles | لقد تلاعبت بك لإعطائها كلمة مرورك حتى تتمكّن من الولوج إلى حاسوبك. |
| Columbia'nın dekanını, Rachel'ı tehdit etmesi için manipüle etti. | Open Subtitles | لقد تلاعبت بعميد كولومبيا بالتهديد لطرد (رايتشيل) |
| Columbia'nın dekanını, Rachel'ı tehdit etmesi için manipüle etti. | Open Subtitles | لقد تلاعبت بعميد كولومبيا بالتهديد لطرد (رايتشيل) |
| İşçilerinden çaldı, sonra da hapisten hafif bir ceza ile kurtulmak için sistemi manipüle etti. | Open Subtitles | لقد سرق من موظّفيه ، ثم تلاعبَ بالنظام للهروب من حياة السجن بأخفّ العقوبات |
| Sana yalan söyledi, seni manipüle etti. | Open Subtitles | لا تريد القيام بذلك. لقد كذب عليكَ، تلاعبَ بكَ. |