| - Hiç mankenlik yapmış mıydın? - İlgilenmiyorum. | Open Subtitles | -هل أنت في الأساس عارضة أزياء محترفة ؟ |
| mankenlik çok çalışma gerektirir. Yani ben basitmiş gibi gösteriyorum. | Open Subtitles | عرض الازياء عمل صعب جداً، اعني انني ادعه يبدو سهلاً |
| J.A. mankenlik Ajansı diye bir şirket. | Open Subtitles | " الشركة تسمى " جي إي موديلز |
| Hey, bak tatlım, 100 mil içindeki tek mankenlik ajansı benim. | Open Subtitles | انظري يا عزيزتي أنا وكيل عروض الأزياء الوحيد في محيط 100 ميل |
| İlk mankenlik kazancımla, kendime aldığım bir hediyeydi. | Open Subtitles | إنها هدية اشتريتها لنفسي بأول راتب من عرض الأزياء |
| Austin, Texas'dan gelmiş. mankenlik yapmış. | Open Subtitles | قادمة من أوستن فى تكساس عملت قليلاً كعارضة. |
| Memur Cha Cheol Su Ekip Lideri olacak ve birini seçip mankenlik eğitimine gönderecek. | Open Subtitles | سيكون قائد الفريق الظابط تشا تشول سو ايضاً هناك شخص عليه ان يتدرب ليكون عارض ازياء |
| mankenlik tekliflerini kabul etmediğim için çok memnun oldum. | Open Subtitles | إننى سعيدة أننى رفضت العمل فى مهنة عارضات الأزياء |
| Hiç mankenlik yaptın mı? | Open Subtitles | هل قمتِ بعرض أزياء من قبل؟ |
| Şu büyük mankenlik işi için gittiğin yer. | Open Subtitles | أنت تعرف وظيفة العارض الكبيرة التي حصلت عليها ؟ |
| Lacey, Charlie'nin yerine konuşacak olursam mankenlik, sorunlarını çözmeyecek derim. | Open Subtitles | (لايسي)، أظنني أتحدث بالنيابة عن (تشارلي) هُنا، عندما أقول أن كونكِ عارضة أزياء لن يحل مشاكلكِ. |
| Artı, mankenlik için çok şişmansın. | Open Subtitles | إضافة... أنتِ بدينة لتكوني عارضة أزياء. |
| mankenlik hakkında bildiğim tek şey birkaç yıl önce WebMD'de kısa saçlıların yüzü olduğumdur. | Open Subtitles | الشىء الوحيد الذى أعرفه عن عرض الازياء إنه منذ بضعة سنين،كنت واجهة داء القوباء على موقع طبى. |
| -Mankenim ve mankenlik okuluna gidiyorum. -Tabi ya. | Open Subtitles | - انا عارضة ازياء، واذهب الى مدرسة عرض الازياء |
| - J.A. mankenlik Ajansı mı? | Open Subtitles | جي إي موديلز " ؟ " |
| Sevgilimle takılırım, mankenlik yaparım... | Open Subtitles | أقضي بعض الوقت مع صديقي أقوم بأعمال عروض الأزياء |
| Eğer bu işi yapmazsan ajansın sana bir daha iş ayarlamaz ve mankenlik kariyerin biter. | Open Subtitles | لو أفسدتِ هذه الفرصة، عميلكِ المسؤول بكِ لن يقبلكِ أبدًا. ومهنة عرض الأزياء ستنتهي للأبد. |
| Belki o zaman yabancılar büyük beden kıyafetler için mankenlik yapmanı istemez. | Open Subtitles | بعدها الغرباء لن يطلبوك كعارضة للأحجام الكبيرة |
| Evet, sizin için mankenlik yaparım ama tüm negatifler bende kalır. | Open Subtitles | كان يجب علي ان اتوقع هذا حسنا ، سوف اكون عارض ازياء عندك |
| - mankenlik ajanslarından. | Open Subtitles | من واسطة عارضات الأزياء |
| Hayır, Dubai'de mankenlik yapıyor. Cumartesi dönecek. | Open Subtitles | كلا، تقوم بعرض أزياء في (دبي) سترجع يوم السبت |
| William Dennison mankenlik Ajansı'ndan William Dennison fotomodellik potansiyelim olduğunu düşündü. | Open Subtitles | (وليام دينيسن) (لعارضين وكالة (وليام دينيسن شعر بأن لدي إمكانية العارض |
| Güya iyi bir mankenlik ajansıydınız. Elinizdekilerin en iyileri bunlar mı? | Open Subtitles | يفترض انكم وكالة عارضات ازياء بحق الجحيم وهذا افضل ما لديكم؟ |
| mankenlik yaparken birlikte çalıştığım insanlarla tanışmaya can atıyordun. | Open Subtitles | أنت لم تمانع مقابلة الذين أعمل معهم عندما كانوا فتيات عرض |
| - mankenlik. | Open Subtitles | أعني أنظري لعارضات الأزياء |
| Yerel mankenlik ajansının kayıtlarında var. Yerel mankenlik ajansının kayıtlarında var. | Open Subtitles | إن عارضة في وكالة عرض أزياء محلية |