| İnsanlar bu konuda mantık dışı ve hatta bazen düşmanca olurlar. | Open Subtitles | الناس لديهم تصور غير منطقي بخصوص هذا الموضوع . معادي جداً |
| Saçma. Anlamsız. mantık dışı. | Open Subtitles | إنه بشع,مثير للشفقة, غير منطقي على الاطلاق. |
| Bu devasa bölmeler içinde adeta cücelere dönüşüp, gezgin ışıklarla aydınlamışken, bazen tuhaf, mantık dışı bir hisse kapılıyorduk. | Open Subtitles | تضائل هذه الحجرة الكبيرة المضيئة بواسطة مصابيحنا أحياناً يخالجنا شعور غريب و غير منطقي |
| Pekala, Bu mantık dışı. | Open Subtitles | حسنا, هذا افتراء مناف للعقل |
| O da derdi ki mantık dışı, korkunç, ama... | Open Subtitles | ... قال لي ... كانت مجنونة و مريعة , لكن |
| Fakat bunu yapar yapmaz, korkunç bir mantık dışı paradoks geliştirdiğinin farkına vardı. | Open Subtitles | لكن حالما أنهى ذلك، أدرك أنه في الواقع فتح مفارقة غير منطقية مفزعة. |
| - Ondan mantık bekliyorsun ancak aşkın tamamiyle mantık dışı olduğunu belirtmek isterim. | Open Subtitles | أتتوقع منه أنْ يرى الصواب ؟ و لكن يدهشني كم إنّ الحب غير منطقي |
| Malcolm, burada mantık dışı bir şey var. | Open Subtitles | مالكولم، هناك شيء غير منطقي هنا |
| Evet, mantık dışı. | Open Subtitles | نعم.إنه غير منطقي. |
| Kıskançlık tamamen mantık dışı. | Open Subtitles | الغيرة شيء غير منطقي بالكامل |
| Zack'in yaptığı tamamen mantık dışı, biliyorum ama yine de... | Open Subtitles | ما فعله (زاك) غير منطقي بالكامل ... أنا أعرف , لكنني لا أزال ... أنا بحاجة لـ |
| Sayın yargıç, bu mantık dışı. | Open Subtitles | حضرة القاضي هذا مناف للعقل |
| O da derdi ki mantık dışı, korkunç, ama... | Open Subtitles | ... قال لي ... كانت مجنونة و مريعة , لكن |
| Peder Moore'un inançları tarih öncesi, mantık dışı hurafelere dayanıyor. | Open Subtitles | معتقدات الأب مور تعتمد على معتقدات وخزعبلات غير منطقية |
| Ben bir doktorum. Ve böyle mantık dışı açıklamaları kabul etmiyorum. | Open Subtitles | ولن أقبل تفسيرات غير منطقية |