| Ve sonra soyguncu, hasta manyağın teki, gidip bir çekiç bulmuş. | Open Subtitles | ثم أتى هذا اللص المجنون ذهب ووجد واحد من مضارب الكرة |
| Cinayeti işleyen bu manyağın içeriden bilgi aldığına dair elimde sağlam kanıtlar var. | Open Subtitles | القاتل المجنون يحصول على المعلومات من داخل الإدارة |
| Etrafımızda bir manyağın dolaştığını düşünmek çok rahatsız edici birşey. | Open Subtitles | أكره أن أفكّر أنه كان يوجد معتوه يتجوّل في حيّنا. |
| manyağın birinin sokağın karşısında... sevgilisini doğradığını görmüş. | Open Subtitles | شاهدت خليلها يذبح في الشارع بواسطة معتوه |
| Bana o katil ruhlu manyağın bu işin içinde olduğunu söylememiştin. | Open Subtitles | انت لم تخبرنى بأن هذا القاتل المهووس كان متورطا فى هذا |
| Olmaz, bu manyağın nikâhımda işi yok. | Open Subtitles | مستحيل. أنا لن أدع غريب أطوار يدخل زفافي |
| Kaçmamın bedelini o manyağın anneme ödettiğini tek ben mi düşünüyorum? | Open Subtitles | لقد ظننت أن هذا بشأن أمي هل أنا الوحيدة التي تظن أن ذلك المخبول جاء في أثرها لأني هربت منه؟ |
| Belli ki o küçük manyağın bana sapıkça bir takıntısı var. | Open Subtitles | من الواضح أن ذلك المختل الصغير مهووس بي |
| manyağın biri içeri girip, ikinizide parçalara ayırabilir. | Open Subtitles | قد يدخل أى معتوة الى المنزل ويقتلكما معا |
| Onlara ormandaki bir manyağın köpeğini bize saldırttığını söyleriz. | Open Subtitles | سنخبره بأنّ معتوهاً في الغابة جعل كلبه يهاجمنا |
| Kararlı bir ses tonuyla manyağın ellerini arkasında kavuşturarak yere yatmasını isteyin. | Open Subtitles | بصوت حازم اطلب من المجنون الانبطاح أرضاً ووضع يديه خلف ظهرة |
| Niye burada oturup manyağın tekrar harekete geçmesini bekliyoruz ? | Open Subtitles | أن يقوم المجنون بجريمه أخرى ؟ مجنون رافض لا تفعل هذا الخطأ |
| Niye burada oturup manyağın tekrar harekete geçmesini bekliyoruz? | Open Subtitles | لماذا يجب أن نجلس هنا حتى نتعفن, فى إنتظار أن يقوم المجنون بجريمه أخرى ؟ |
| Geçen sefer manyağın elinde samuray kılıcı varmış. | Open Subtitles | لاخر مرة, هذا المجنون كان يحمل سيف الساموراى |
| Düşünmeye başladım da şu manyağın Kızılderili tedavisi için postumu tehlikeye atmaya çok hevesli olamayabilirim. | Open Subtitles | انا أبدأ بالتفكير ربما لا أتلهف للمخاطرة بجلدي من أجل هذا العلاج الهندى المجنون |
| manyağın teki içinde 30 yolcu bulunan bir belediye otobüsünü kaçırmış. | Open Subtitles | نعم، خطف معتوه حافلة للبلدية مع 30 راكباً على متنها، هذا سبب وجيه |
| Her an bozulabilir ve manyağın tekinin yardımıyla baş başa kalabilirsin. | Open Subtitles | ممكن ان تخرب وتكونين تحت رحمة اي معتوه يسلبك |
| Belki katil ruhlu bir manyağın yardıma ihtiyacı vardır? | Open Subtitles | لربما هناك معتوه وقاتل ويحتاج بعض المساعدة ؟ |
| Sonra da arkadaşımın, 'manyağın', elektronik grafiti ile meşgul olduğu bodrum katına indim. | Open Subtitles | وبعدها ذهبت للقبو حيث صديقي المهووس يطلق العنان لرسمه الإلكتروني |
| manyağın biri bilgisayarımın kamerasını kullanarak beni gözetliyordu. | Open Subtitles | ثمة غريب أطوار كان يتجسس علي عن طريق كاميرا الحاسوب |
| Bakın, bu manyağın illaki birinin listesinde yeri olması lazım. | Open Subtitles | ذاك المخبول على قائمة أحدهم |
| Bu manyağın seni incitmesine müsaade etmem. | Open Subtitles | لن أدع هذا المختل يؤذيك |
| manyağın biri girip ikinizi de parçalara ayırabilir. | Open Subtitles | قد يدخل أى معتوة الى المنزل ويقتلكما معا |
| Rick'e kin tuttuğu için, restoranını yakan her hangi bir manyağın teki olmalı. | Open Subtitles | - بالطبع، أصدقك - .. لابدّ أنه كان معتوهاً آخر |
| Sen manyağın tekisin dostum. | Open Subtitles | يا رجل، أنت غوّاص |