| Bak, kaza olsun olmasın, Marlon daha önce cinayet işledi. | Open Subtitles | اسمعوا، سواء كانت حادثة أو لا، مارلون سبق أن قَتَل |
| Bence o parçayı Marlon'un... daha önce karıştığı kavgadan alan Hannah. | Open Subtitles | أعتقد أن هانا التقطت السنّ بعد شجار خاضه مارلون في المساء |
| Diğer cihazlara göre Marlon'ın kullandığı teknoloji çok daha gelişmişti. | Open Subtitles | تكنولجيا مارلون كانت أكثر تعقيداً مما كان مسموح له بها |
| Amos, Marlon Griffin'nin yerini hazırlarken onu kuleye kadar takip etti. | Open Subtitles | أموس ربما تبع مارلون الى الجريفين روست عندما كان يقوم بالبناء |
| Silahçı Marlon kapı kapı dolaşıp kendi yaptığı silahları dağıttı. | Open Subtitles | ثم قام مارلون بالذهاب الى بيوت جميع الناس هنا وقام بطرق جميع الأبواب يوزع الأسلحة و يعلم الناس كيفية استخدامها |
| Aniden, iki herif ortaya çıktı ve beni öldürdü Baba' daki Marlon Brando gibi. | Open Subtitles | وظهر شخصين من العدم وقتلوني مثل مارلون باندو في الاب الروحي |
| Alain Delon veya Marlon Brando gibi değil de senin ve benim gibi erkeklerde güzelliğin kadında bulduğundur. | Open Subtitles | للرجال مثلك ومثلي لسنا ألان ديلون أو مارلون براندو أنت جميل، عبر النساء |
| Arama izni yalnız Marlon'un odasını ve evin öteki ortak yerlerini kapsıyordu. | Open Subtitles | مدى المذكرة يغطي غرفة " مارلون " فقط زالمناطق الأخرى الشائعة للمنزل |
| Evet, keşke ben de Marlon Brando'yu şişmanlamadan tanıyabilseydim. | Open Subtitles | اجل اجل وانا ايضا يجب ان اعرف مارلون براندو قبل ان يصبح سمينا |
| Bu sabah, yazı işleri toplantısında yazı işleri müdürü, Yale'den Marlon Rice'ın şiirine neden yanıt vermediğimizi sordu. | Open Subtitles | هذا الصباح, في إجتماع التقديمات المخرج الإفتتاحي سأل لماذا لم نرد على القصيدة من يال, مارلون رايس |
| Marlon West, Stacy Vollmer cinayetinden yargılanıyordu. | Open Subtitles | مارلون ويست كان يُحاكَم بتهمة قتل ستيسي فولمر |
| Taa ki Marlon'un kardeşi Hannah'ın, çıkıp... cinayeti kendisinin işlediğini itiraf edene kadar. | Open Subtitles | إلى أن وقفت هانا، أخت مارلون الصغيرة صعدت على المنصة واعترفت بأنها هي القاتلة |
| Bizler, jüri üyeleri olarak, davalı Marlon West'i... suçsuz bulduk. | Open Subtitles | إن هيئة المحلّفين ترى أن المدّعى عليه مارلون ويست ليس مذنبًا |
| Kendi yaptığını iddia etti, çünkü Marlon'u seviyordu. | Open Subtitles | لقد ادّعت أنها من فعلها لأنها أحبّت مارلون |
| Hannah davayı düşürdü, Marlon özgür kaldı; | Open Subtitles | هانا أغرقت هذه القضية مارلون حصل على البراءة |
| Tarihi tekerrür eder Marlon. | Open Subtitles | إن لدى التاريخ طريقة لتكرار نفسه يا مارلون |
| Ve bunu biliyor musun bilmem, ama Marlon'ın anne ve babası geçen yıl bir araba kazasında öldü. | Open Subtitles | ولا أدري إن كنتِ تعلمين ذلك، لكن والد مارلون ووالدته لقيا حتفهما في حادث سيارة العام الماضي |
| Marlon West hapse girmiş, ve Kira Dellinger'da hala sağ olabilirdi. | Open Subtitles | لكان مارلون ويست في السجن ولكانت كيرا دلينچر لا تزال على قيد الحياة |
| Marlon'un parmak izlerinin tüpte olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم أن بصمات مارلون موجودة على الأنبوب |
| Üniversiteye alışmak Marlon için zor oldu, özellikle de ailemizi kaybettikten sonra. | Open Subtitles | لقد كان صعبًا على مارلون أن يتلاءم مع الكلية خاصةً بعد أن فقدنا والدَيْنا |
| Marlon Brando gibi kadınsı bir yönü var. | Open Subtitles | لديه تلك الخنثوية التي لدى مارلين براندون |
| Bu bana iyi arkadaşım Marlon Wayans'ın Jackee hakkında söylediği birşeyi hatırlattı. | Open Subtitles | هذا يذكرنى بشىء أخبرنى به صديقى العزيز "مارلن وينز" عن "جاكى" |
| Benim, Marlon. | Open Subtitles | "فرانك " ! هذا أنا " مارلو " , لقد أعطيتني رقمك |
| Marlon Brando için Tahiti asla eskisi gibi olmayacak. | Open Subtitles | لمارلون براندو تاهيتي لن تكون نفسها مرة أخرى |