| Çatal kuyruklu bir martı peşin ödemeyle yuva üzerindeki amaçlarını bildiriyor. | Open Subtitles | ذكر النورس خطافي الذيل يعلن نواياه أيضاً بدفعة مقدمة على العش. |
| Bu nedenle, martı ve sivrisinek tarafından yapılan sesler, bazilar membrandaki farklı yerleri titreştirir, bir piyanoda farklı tuşlar çalmak gibi. | TED | فالأصوات الصادرة من طائر النورس والبعوضة تهز مواقع مختلفة على الغشاء القاعدي، مثل عزف مفاتيح مختلفة على البيانو. |
| Bir martı bile orada saklanamaz. | Open Subtitles | حتى النورس لا يمكنه الإختباء بالأسفل هناك إننى لا أفهم ذلك |
| Eğer beni takip eden bir martı bile görürsem hepsini yakarım. | Open Subtitles | وإن رأيت مجرد طيور نورس تتعقبني فسأقوم بحرقها جميعاً |
| Sahilde bir martı sosisli sandviçimi çalmıştı. | Open Subtitles | و قام طائر نورس بأخذ نقانق مني و نحن عند الشاطئ |
| martı yuvalarından gelen seslerden başka bir şey duymuyorum. | Open Subtitles | -أهذا ما تعتقده؟ ولكنّي لا اسمع سوى عشعشة نوارس |
| Ve yol üstünde martı sürüsüne çarptım. | Open Subtitles | وفي الطريق، حصلتُ على ضربة من قطيع النوارس. |
| Sonra şu martı yanımıza gelip... | Open Subtitles | ثم جاء ذلك النورس إلينا و قد كان.. هذا.. وذاك.. |
| Ben "Martha" değil, "martı" demiştim. | Open Subtitles | لا لا يا فيلييس انا اردت التحدث مع احد بشأن النورس |
| Ben vurucu bir kuşum, ve martı Sammy ne zaman birine bir ders vermek istese çağırdığı kişi Kaz olur. | Open Subtitles | انا طائر قاتل وعندما احتاج النورس سامى ان يلقن احدهم درسا طلب الوزه |
| Dönme dolaba binmiştim. Kocaman bir martı bana doğru pike yaptı. | Open Subtitles | كنت أركب الدولاب الدوار ثم طار عليَّ هذا النورس |
| İnsanoğlunun sağladığı yiyecek kaynakları, martı nüfusunun normalden çok daha fazla artmasına olanak sağlamıştır. | Open Subtitles | وفرة الغذاء من البَشَر سمحت لتعداد النورس بالإنفجار عن معدلها الطبيعي. |
| Onunla işimiz bittiğinde kendini Adam Sandler filminde dışlanmış martı gibi hissedecek. | Open Subtitles | عندما ننتهي منه سـ يكون منبوذاً أكثر من طائر النورس في فيلم الممثل آدم ساندلر |
| - "M" için ben martı diyorum! - Çok iyi Diana! | Open Subtitles | لحرف النون لدي نورس البحر - جيد , يا ديانا - |
| Keşke bir martı olsaydım. | Open Subtitles | اتمنى لو كنت طائر نورس انها اكثر الطيور بهجة |
| Ayrıca birçok konuda güvenlik sağlıyorlar. Yırtıcı hayvanları uzaklaştırmayı da sağlıyor. Örneğin diyelim ki bir martı sizi alıp yemek istiyor, eğer hepsi birbirine yapışıksa bu, martı için daha zor olur. | TED | ثم، أيضًا، يوجد أمان في الكثرة، لأنه يساعد أيضًا على إبعاد المفترسات، لأنه، على سبيل المثال، إذا أراد طائر نورس أن يلتقطك ويأكلك، فسيكون صعبًا جدًا بالنسبة لطيور النورس إذا كانت عالقة معاً. |
| Böyle bir bıçakla, martı bile avlarsın. | Open Subtitles | مثل هذه السكين بإمكانها قتل نورس |
| Bir martı çarptı, bayan Brenner, hepsi o. | Open Subtitles | لقد اصابني نورس مس برانر هذا كل شئ |
| Gerçek briyantin değil, sadece martı beyni ve salyangoz sümüğü. | Open Subtitles | - هذا لا شيء ، مخ نورس ولزاجة حلزون - |
| martı yuvalarından gelen seslerden başka bir şey duymuyorum. | Open Subtitles | -أهذا ما تعتقده؟ ولكنّي لا اسمع سوى عشعشة نوارس |
| Olanak sunmamasına rağmen sürüyle martı buraya gelir. | Open Subtitles | على الرغم من افتقارها إلى وسائل الراحة, اسراب النوارس هنا بالآلاف. |
| Aç bir martı gömleğime sıçtı. | Open Subtitles | نورسٌ جائع تغوّط على قميصي |
| Bu civarda sadece Mead Gölü'nde martı bulunur. | Open Subtitles | حَسناً، المكان الوحيد نحن سَيكونُ عِنْدَنا نوارسُ حول هنا سَيَكُونُ شرابَ عسل بحيرةِ. |
| Bir martı kolonisi sadece 4 hafta içinde 1.5 milyon tonluk kutup balığı tüketebilir. | Open Subtitles | في أربعة أسابيع فقط، مستعمرة الغلموت يمكن أن تلتهم مليوناً ونصف طنّ من السمك القطبي |