| Martha'nın şu erkek arkadaşı bu haplardan sadece bir tane mi yutmuştu? | Open Subtitles | خليل مارثا الذي اوقع تابوت ابي اخذ حبهُ فقط مِنْ هذا الشيئِ |
| O zaman pozitif bir yük yayar ve Martha'nın elektron ışın gücünü arttırır. | Open Subtitles | هو اذا سيبعث شحنة إيجابية ما يزيد من ضربة مارثا لشعاع البوزيترون بالضبط |
| Ayrıca orada yeterince uzun süre kalabilirsem belki Martha'nın akşam yemeğinden yırtarım. | Open Subtitles | اضافة الى ذلك ربما اذا بقيت مدة كافية سأستطيع تجنب عشاء مارثا |
| Ben gidiyorum ama Martha'nın bebeği olacak Yapabildiğim kadar çok tahıl almak istedim. | Open Subtitles | انا ذاهب لكن مارثا ستلد الطفل أردت أن احصد الكثير من الحبوب ما استطعت |
| Martha'nın okunmaz yazısı. Kendisi bile okuyamaz. | Open Subtitles | نبش فراخ مارثا ربما كانت لا تستطيع هى قرائتها |
| Martha'nın üzümbağına jet gezisi, yemek ve çiçek dolu kulübe, bileti tükenmiş gösterilere özel bilet, Carlyle'da içki. | Open Subtitles | الطائرة إلى مارثا فينيارد. منزل ملئ بالمواد الغذائية والزهور مقاعد مميزة فى العروض المسرحية .. |
| Neden Martha'nın kocasının öldüğü tarihe yoğunlaşmıyorsun? | Open Subtitles | إذن لِمَ لا تركّزين على الوقت الذي مات فيه زوج، مارثا |
| Martha'nın görüştüğü her kimse, ikisi de izlerini çok iyi kapatmışlar. | Open Subtitles | من مارثا كانت ترى، الإثنان غطّوا مساراتهم جيّدة جدا. |
| Martha'nın evinde kırık bir ayna da vardı. | Open Subtitles | حسنا، كان هناك مرآة مكسورة أيضا في بيت مارثا. |
| Ellen, Martha'nın hiç düşmanı var mıydı biliyor musun? | Open Subtitles | إلين، تعرف إذا مارثا هل كان عنده أيّ أعداء؟ |
| Annen ile birlikte Martha'nın yerinde bir yer ayırttık. | Open Subtitles | أمّكَ وأنا ضَمنا مكان على مزرعةِ عنب مارثا. |
| Martha'nın seninle evlenmekle büyük bir hata yaptığını biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أن مارثا ترتكب خطأ كبيراً بزواجها منك |
| Giysi, kibrit ve ilahi kitabı da vardı. Grace, Martha'nın çalmakta zorlandığı 18 numaralı ilahiyi açtı. | Open Subtitles | غرايس فَتحته على الصفحة 18، حيث مارثا كَانَ عِنْدَها مشكلةُ دائماً مَع اللمس بالأصابع. |
| Martha'nın kafası karışıyordu bu işten. | Open Subtitles | كُلَّ مَرَّةٍ مثل هذا الفعلِ عندما كان يتم، كثيراً ما يؤدي الى تشويش مارثا. |
| Ona kapak olsun, St. Martha'nın halk tiyatrosundan, "Fındıkkıran" gösterilerinde oynamak için haber bekliyorum. | Open Subtitles | وللسخرية منها لانني حاليا انتظر لاسمع اذا مسرح جمعية ست مارثا سيجعلوني اعمل بخفة لمنتجهم كسارة البندق |
| Martha'nın şekerlerine benziyor. | Open Subtitles | انهم يبدون مثل الحلويات التى تصنعها مارثا. |
| Ve biz hafta sonunu geçirmek için Martha'nın üzüm bağına gitmeyi seçiyoruz. | Open Subtitles | ونحن أخترُنـا بأن نذِهب إلى مارثا مزرعة العنب بعطلة نهاية الإسبوع الطويلة جداً. |
| Mary Alice'in kendini vurması Martha'nın suçu değildi, ...bütün eşlerinin yaptığı gibi. | Open Subtitles | ليس ذنب مارثا ان ماري اليس اطلقت النار على نفسها كما تفعل كل زوجاتك |
| Martha'nın hayatının o zalim küçük gözlerinden kayboluşunu gördüğümde biliyordum ki o tam olarak hak ettiğini alıyordu. | Open Subtitles | عندما رايت الحياة تفارق عيني مارثا اللئيمتين عرفت انها نالت ما تستحقه |
| Martha'nın hayatının o zalim küçük gözlerinden kayboluşunu izlediğimde biliyordum ki o tam olarak hak ettiğini alıyordu. | Open Subtitles | عندما رايت الحياة تفارق عيني مارثا اللئيمتين عرفت انها نالت ما تستحقه |