| İşemeye kalktım ve normalde yapmadığım halde Marty'nin barınağına baktım. | Open Subtitles | حسنا، لقد تبولت في سريري، وقد تفقدت السرير يا مارتي |
| Pardon, Marty. Yarım saat içinde Palm Springs'te bir müşteriyle buluşmam var. | Open Subtitles | آسف، مارتي لدي مقابلة مع عميل في بالم سبرنغز خلال نصف ساعة |
| Eminim Marty için benim yanımdan daha iyi bir son istikamet vardır. | Open Subtitles | يجب أن يكون هُناك ذو معنى أكثر لمثوا مارتي الاخير غيري أنا |
| Marty... kilisedeymiş, vaiz hâlâ oraya gitmemiş... yardımcılarımda da bir şey yok. | Open Subtitles | ومن مارتي. وهو في الكنيسة. لا يزال في واعظ لم يكن هناك. |
| Ve sen Marty Claridge Clark Davis'i kocan olarak kabul ediyor musun? | Open Subtitles | وهل تقبلين يا مارتى كلاريدج أن تتخذى كلارك دايفس زوجا لكى ؟ |
| Ben Rick Shakely. Söz sende Marty. | Open Subtitles | سيكون ذلك صعبا جدا على الشرطة كان معكم ريك شاكلي والآن نعود لمارتي |
| Ben Marty'e inanıyorum. | Open Subtitles | وأنا أثق بمارتي. |
| - Bak Marty, Maggie ve Elaine akşam yemeği için bize geliyorlar. | Open Subtitles | ماذا عن هذا؟ مارتي وماغي وإلين و القادمة أكثر لتناول العشاء الليلة. |
| Bilirsin, belki, ya da öylesine Marty bir saat aldım | Open Subtitles | أنت تعرف، وربما كنت اشترى مارتي ساعة أو نحو ذلك، |
| Marty, bu sene ikizleri Yunanistan ve İtalya'ya götürmek istiyorum. | Open Subtitles | مارتي أريد أن أسافر بالتوأم لليونان و إيطاليا هذه السنة |
| Tyler Edmonds, Bobby Johnson, Davontae Sanford, Marty Tankleff, Jeffrey Deskovic, Anthony Caravella ve Travis Hayes. | TED | تايلور إدموند، بوبي جونسون، دافونتاي سانفورد، مارتي تانكليف، جيفري ديسكوفيك، أنتوني كارافيلا، وترافيس هايس، |
| Dizzy Gillespie adında bir adam burada çalmaya geldi, çünkü şurada oturan, Marty Ashby adındaki adamı tanıyordu. | TED | و حضر رجل يدعى ديزي جيليسبي ليعزف هناك لانه كان يعرف هذا الرجل هنا مارتي اشبي. |
| Marty Hopps bugün bir telgraf aldı. Oğlu ölmüş. | Open Subtitles | مارتي هوبس تلقى برقية اليوم تفيد بمقتل ابنه |
| Ben para istemiyorum Ethan. Para olmaz Marty. | Open Subtitles | لا أريد أمولا يا إيثان لا أموال يا مارتي |
| Ben, on beş, kardeşim Marty on bir yaşındaydı. Başlamak istiyoruz artık. | Open Subtitles | كنت بالخامسة عشرة وأخي مارتي كان في الحادية عشرة |
| Bu fikirleri aklından çıkarmalısın Marty. | Open Subtitles | اسمع مارتي ، عليك ان تخرج هذه الفكرة من رأسك. |
| Çünkü şuna emindim ki Marty anlattıklarından emindi. | Open Subtitles | وأدركت شيئا واحدا بوضوح بأن مارتي كان مؤمنا بذلك |
| - Evet. Marty'nin masallarından sonra şikayette bulunmadı. | Open Subtitles | نعم ، بعد أن قص على مارتي حكايته المثيرة للعجب. |
| Fakat bu işi yapan da, Marty Belmont. | Open Subtitles | لكنَها تدار من قبل رجل إسمه مارتي بيلمونت |
| Gerçek Marty Jr.'ı durdurmaya. | Open Subtitles | لكى أعطل مارتي الصغير. و أنت تأخذ مكانه. |
| Marty, bir kez reddedilmek dünyanın sonu değil ki. | Open Subtitles | مارتى إنه مجرد رفض واحد و ليس نهاية العالم. |
| Bu hepimizi üzdü ama bunun acısını Marty'den çıkarmana göz yumamam. | Open Subtitles | لقد كان صعبا علينا جميعا ولا كني لن اسمح لك أن تحملي ذلك لمارتي |
| Sizde Marty ile bağlantılısınız. | Open Subtitles | وانتِ لكِ علاقة بمارتي |