| Artık orada toz kalmadı en azından. Ben masama geçeyim. | Open Subtitles | حسنٌ، لا يوجد هناك غبارٌ بعد الآن، ساكون في طاولتي. |
| Atlantic City'de oteldeki bütün erkekler masama oturmak istiyordu. | Open Subtitles | هذا سيء. عندما كنت في مدينة أتلانتا كل رجال الفندق أرادوا الجلوس على طاولتي |
| Bana kişisel sağlığıma dikkat edeyim diye masama koymam için vermişti, çünkü o zamanlar hayatımdaki ilk gerçek işimde çalışıyordum. | TED | أعطتنى هذه اللوحة لوضعها على مكتبي للصحة الشخصية، لأنه في ذلك الوقت، كنت أعمل على أول عمل حقيقي لي. |
| Christopher'ın dosyasının masama geldiği gün sorgudaydım. | TED | كُنت أقف في المحكمه ذلك اليوم عندما أتت قضية كريستوفر لمكتبي. |
| Şikayet dosyaları masama, Shelby. Jamey'e söyle onlarla ilgilensin | Open Subtitles | ضع الشكاوي على منضدتي ، شلبي وأخبر ، جيمي كي يحضر أكبرها |
| Çocuklar, lütfen sınav kağıtlarını okumam için masama bırakın. | Open Subtitles | طلاب، رجاءً كُنْ مدركَ الذي الإختبارَ صُحُف يَجِبُ أَنْ تَطْلعَ على منضدتِي لتَأشير، |
| Diyelim ki ki N.S.A. için çalışıyorum ve biri masama kimsenin çözemediği bir şifreyi, çözmem için bıraktı. | Open Subtitles | تقول إنى سأعمل لدى وكالة الأمن القومى و شخص ما يضع شفرة على مكتبى شىء لا يستطيع أحد آخر كسر شفرتة |
| Erken geldin çünkü bana pahalı bir hediye aldın ve masama bırakarak sürpriz yapacaktın. | Open Subtitles | لقد أتيتَ باكرًا لأنكَ شريتَ لي هديّةً ثمينة وأردتَ بأن .تفاجأني بوضعك إياها بمكتبي |
| Seni masama davet etmekle kalmayıp yemeğimizi yerken 1 27. bölümden bir kısmı sana okuyacağım. | Open Subtitles | لن أدعوك فقط لطاولتي ولكن ونحن نتناول الطعام سوف اكافئك بمقطع من الجزء 127 |
| masama Koruyucular koyacaklar, mektuplarıma, kahveme... | Open Subtitles | انا سأضع واقي على طاولتي في الايميل ، في القهوه، واقي ، واقي ، واقي |
| madalyondan ve nasıl benim masama geldiğinden başlayalım. | Open Subtitles | و نبدأ بالسلسلة المقفولة وكيف وصلت إلى طاولتي |
| O yüzden sadece masama doğru, sana sırtımı döneceğim. - Aç mısın? | Open Subtitles | لذلك أنا سألتف هنا للخلف مرة أخرى نحو طاولتي |
| Pekala, Bay Dahi. Senden istediğim daha fazla televizyon izlemeden önce tüm ödevlerini yapıp masama koyman. | Open Subtitles | حسناً أيها العبقرى أتمم واجباتك على طاولتي |
| Anahtarlarınızı masama bırakabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكِ ترك المفاتيح الخاصة بكِ على مكتبي. |
| Lütfen cevap taşlarınızı... verdiğimiz numaralı zarflara koyun... ve düzenli bir şekilde masama getirin. | Open Subtitles | الرجاء مرروا اجابتكم على اللوح داخل المغلف المرقم المجهز ورصوها بعناية على مكتبي |
| Yeni bir arama izni yapıp biraz örseleyip masama bırakmak dururken. | Open Subtitles | اتركها على مكتبي. أنا مُتأكد أنني أُفضل أن أدخل السجن على أن لا أفعل ما فعلت. |
| Biliyorsun bir çok cinayet davasında savcılık yaptım ve o dönemde dosyalar masama geldiğinde hep artık çok geç olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | قمت بالمرافعة بالعشرات من جرائم القتل و بحلول الوقت لوصولهم لمكتبي شعرت دوما بتأخر الوقت |
| masama bir görev bırakılmış, bunun için biçilmiş kaftan olabilirsin. | Open Subtitles | لقد اتت لمكتبي مهمه واظنك الشخص المثالي لها |
| Birkaç ay önce, Missisippi ofisinden yanlışlıkla masama gelen bir dava dosyası vardı. | Open Subtitles | أي شهرين مضى، حالة صادفت منضدتي من مكتب ميسيسيبي. |
| Çocuklar, lütfen sınav kağıtlarını okumam için masama bırakın. | Open Subtitles | طلاب، رجاءً كُنْ مدركَ الذي الإختبارَ صُحُف يَجِبُ أَنْ تَطْلعَ على منضدتِي لتَأشير، |
| Patlamayla ilgili verileri olanlar hemen masama bıraksın. | Open Subtitles | مهما يكن من لديه معلومات عن الانفجار أريدها على مكتبى بأسرع ما يمكن |
| Hellman binasına gidip, bunları masama koyar mısın? | Open Subtitles | هل يمكنكٍ الذهاب الى مبنى " الهيلمان"وتضعي هذا بمكتبي ؟ |
| masama dönmem gerekiyor. - Sen de katıl. | Open Subtitles | يتعيّن أن أعود لطاولتي الآن، عليّك الإنضمام لنا. |
| Acaba, her zamanki masama oturmamız mümkün mü acaba? | Open Subtitles | كنت فقط أتسائل هل يمكننا الجلوس على طاولتى المعتادة ؟ |
| Benim masama gelir misin? | Open Subtitles | تعال معي، يا عزيزي. تعال إلى على مائدتي. |
| masama biri daha gelecek. | Open Subtitles | واحد آخر لمائدتي. |
| Aslına bakarsan, sizleri masama çağırmak, ailemin zengin olduğunu gösterme fırsatı veriyordu bana. | Open Subtitles | أنا فخور حقاً بأننى من عائلة ثرية دعوتك إلى مائدتى كانت طريقة إظهار ذلك |
| -Lütfen sterilize inceleme masama gelin. | Open Subtitles | رجاء، إقفز على منضدة الفحص المعقمة لو سمحت |