| masum bir adam, hayatının on yılını ben gerçeği göremedim diye kaybetti. | Open Subtitles | لقد أضاع رجل بريء عشر سنوات من حياته لأنّي لم أدرك الحقيقة |
| Korkmuş ve masum bir adam kovalanıyor. Bu konuda bir şeyler yapmalısınız. | Open Subtitles | لأن هنالك رجل بريء وخائف تتم مطاردته، عليكم فعل شيء بشأن ذلك |
| masum bir adam klonunun işlediği cinayet yüzünden suçlanıyor. | Open Subtitles | رجل بريء تم ضبطه من أجل جريمة قتل ارتكبت بواسطة من استنسخ منه |
| Sen kanıt manipüle, cehennem ile masum bir adam koydu. | Open Subtitles | لقد تلاعبتى بالادلة انتى وضعتى رجلاً بريئاً فى الجحيم |
| masum bir adam, zavallı iyi bir kızı vurup, sonra da müzik odasının duvarlarını kendi beyniyle süslemeden çocuğu durdurmalıyız. | Open Subtitles | نحتاج للقبض عليه قبل أن يقتل رجل برئ أخر , فتاه لطيفة.. وبعد ذلك يطلق الرصاص على رأسه في غرفة الموسيقي |
| Los Angeles otoyolunda ilerleyen, içinde masum bir adam olan beyaz arabayı görmeyeli bir yıldan fazla oldu. | Open Subtitles | بعد مرور أكثر من عام، نشاهد سيارة بيضاء متجهه للوس أنجلوس والرجلُ البريء فيها. |
| Şehre geldiğinden beri, masum bir adam şok edici ve korkunç bir şekilde öldürüldü. | Open Subtitles | منذ أن وصل للمدينة، قتل رجل بريء بطريقة صادمة ومخيفة. |
| Eğer bu DNA testini yapamazsak, masum bir adam hapse girecek. | Open Subtitles | إن لم نستطع إيجاد الوسيلة لمضاعفة تلك العينة سيدخل رجل بريء للسجن |
| masum bir adam öldü, ve resmi bir federal polis olarak onun suçu sizin değil diyorsunuz ? | Open Subtitles | رجل بريء قُتل، والموقف الرسمي للمارشالز الأمريكي هل هو عليه وليس عليك؟ |
| Sen ne yaptığını çok iyi biliyorsun masum bir adam senin yüzünden hapse girecek. | Open Subtitles | سحقاً ,تعرف كيف يجري الأمر والآن رجل بريء سيذهب إلى السجن,بسببك |
| Chapel sahte kanıt yerleştirdiği için masum bir adam hayatının kalanını hapiste geçirdi. | Open Subtitles | قام تشابل بتلفيق الدليل لإرسال رجل بريء إلى السجن لبقية حياته. |
| Morgda geride bir eş ve iki küçük çocuk bırakan masum bir adam yatıyor. | Open Subtitles | لدي رجل بريء خلف المشرحة وترك خلفه زوجة وطفلين |
| Eğer öyle bir şey yaparsan, masum bir adam ölür ve katil bir adam serbest kalır. | Open Subtitles | إن فعلت هذا، سيموت رجل بريء ويخرج القاتل الحقيقي كالشعرة من العجين |
| Şu anda masum bir adam hücrede çürüyor olabilir. | Open Subtitles | لأنه قد يكون هناك رجل بريء قابع في السجن في هذه اللحظة |
| Kocası masum bir adam olarak hükümetin elinde ölürse huzura mı erecek sence? | Open Subtitles | عندما زوجها - رجل بريء . يموت على يد الدولة؟ |
| masum bir adam yakında vahşi bir şekilde öldürülecek. | Open Subtitles | قريبا يتم تنفيذها بوحشية رجل بريء. |
| Gerçek ne olursa olsun , 14 yıldır , o umursamaz o bir şey öldürdü bu size masum bir adam inanalım. | Open Subtitles | اياً كانت الحقيقة, لمدة 14 عاماً انتى تركتى رجلاً بريئاً يصدق انة قتل الشىء الوحيد الذى اهتم بشأنة |
| masum bir adam öldürdüm. | Open Subtitles | قتلت رجلاً بريئاً. |
| masum bir adam! | Open Subtitles | رجلاً بريئاً |
| Birkaç yıl önce, üvey annem yalan beyanname verdi ve masum bir adam hapse girdi. | Open Subtitles | قبل عدة سنوات قامت زوجة أبي ..بالحلف زوراً مما تسبب في إدخال رجل برئ في السجن |
| Los Angeles otoyolunda ilerleyen, içinde masum bir adam olan beyaz arabayı görmeyeli bir yıldan fazla oldu. | Open Subtitles | بعد مرور أكثر من عام، نشاهد سيارة بيضاء متجهه للوس أنجلوس والرجلُ البريء فيها. |
| Bu sırada, masum bir adam demir çivilerle çarmıha gerilirken şunları söylüyordu, | Open Subtitles | في أثناءِ ذلك، رجلٌ بريء مصلوب بمسامير منَ الحديد، يقولُ و هوَ يُحتضَر |