| Ama, kader Matilda'ya karşı nazik değildi. | Open Subtitles | و لكن القدر لم يكن بهذه الطيبه مع ماتيلدا. |
| Otuz yıl önce kuzenim Thomas Holbrook, Bayan Matilda'ya evlilik teklif etmeye cüret etti! | Open Subtitles | قبل 30 سنة قريبي السيد هولبروك تقدم لطلب يد الآنسة ماتيلدا |
| Bayan Matilda'ya kasap hesabında bir yanlışlık fark ettiğinizi söyleme nezaketinde bulunursanız, ...çok minnettar oluruz. | Open Subtitles | هلا تلطفت بإخبار الآنسة ماتيلدا أنه كان هنالك خطأ في حسابات مجزرتك سنكون ممتنين للغاية |
| Oğlanlarla vakit kaybetmezse Lady Matilda'ya gidebilecek bir kız. | Open Subtitles | احتمال سيدة ماتيلدا إذا كان الأولاد لا يحصلون على الطريق. |
| Matilda'ya bilet aldım, midilli ayarladım, şehre ucube gösterisi geliyor. | Open Subtitles | اشتريت بطاقتين لمسرحية "ماتيلدا"، وخططت لركوب الخيول، هناك عرض لغرباء الأطوار هنا. |
| Onu hayranlıkla izleyen Bayan Phelps Matilda'ya kütüphaneyle ilgili çok değerli bilgiler verdi. | Open Subtitles | السيدة (فيلبس), و التي كانت تراقبها بإفتتان في الأسبوعين المنصرمين.. أطلعت (ماتيلدا) على بعض المعارف القيمة في المكتبة. |
| Kitaplar, Matilda'ya umut dolu bir mesaj verdi: | Open Subtitles | منحت الكتب (ماتيلدا) رسالة معنويّة و مريحة: |
| Matilda'ya hikayesini çok sevdiğimi söyle. | Open Subtitles | أخبري (ماتيلدا) بأنّي أحببت قصّتها حقاً. |
| Sanıyorum Matilda'ya vuruluyorum, Hansel. | Open Subtitles | -اظن اننى احببت ماتيلدا |
| Bayan Murray, Matilda'ya güveniyor. | Open Subtitles | (السيّد (موراي) يعتمد على (ماتيلدا. |
| Matilda. Matilda'ya çiftliğimde bir kulübe inşa edersin. | Open Subtitles | يمكنك بناء حجرة لـ(ماتيلدا) في مكاني |
| Matilda'ya, çocuklarıma ve anneme veda bile edemeyecek miyim? | Open Subtitles | (ماتيلدا)؟ وأولادي وأمي؟ |