| Şu pembe mektuba tekrar bakmak istiyorum. İzin verir misin. | Open Subtitles | أحب أن ألقي نظرة على الرسالة الوردة ثانيةً دعني أراها |
| mektuba göre para, 24 ncü kilometra taşından sonraki hurda bir arabaya gizlenmiş. | Open Subtitles | تقول الرسالة بأنّ المال مخبأ بسيارة مهجورة بعد علامة الأربع و عشرين ميل |
| Bir kaç mektuba üzerinde oğlumun kargacık burgacık el yazısı olan mektuba bakmadan önce baktım. | TED | نظرت إلى بضعة رسائل قبل أن أنظر إلى الرسالة التي كانت بخط ابني المتعرج. |
| Umarım size yazdığım mektuba kızmamışsınızdır. | Open Subtitles | أتمنى أنك لم تنزعج من ذلك الخطاب يا سيدي |
| Biliyorum ki, eğer evi ateşe verirsek Malcolm direkt mektuba gidecektir. | Open Subtitles | إذا أشعلنا النار في المنزل مالكوم سوف يذهب مباشرة للرسالة |
| Basının bu mektuba olan ilgisiyle alakalı bir şey dikkatimi çekti. | TED | لكن شيئاً صدمني حول الانتباه الإعلامي بأن هذه الرسالة كانت تجذب الكثير. |
| Şimdi o kadından gelen mektuba geri dönmek istiyorum, ilişkisiyle ilgili olan. | TED | أريد الرجوع إلى الرسالة التي بعثتها تلك المرأة، حول العلاقة. |
| İğrenç görüntüler, onu kemiren isimsiz mektuba yardımcı olmuştu. | Open Subtitles | الصور المزعجة التي استحضهرها من الرسالة المجهولة ضايقته |
| Yüzünü mektuba yaklaştır ve yüksek sesle oku. | Open Subtitles | أجعلي وجهكِ قريب جداً من الرسالة وَ اقرأي الرسالةَ بصوت عالِ. |
| mektuba bakarak bu adamın şahit olmak dışında herhangi bir sebepten mi öldürüldüğünü düşünüyorsun. | Open Subtitles | بعد قراءة هذه الرسالة يتّضح أنّ الرجل مات لأنه كان شاهداً |
| Gel, gel, şu esrarengiz pembe mektuba bir bakayım. | Open Subtitles | هيّا, هيّا, هيّا, هيّا دعني أرى هذه الرسالة الوردية الغامضة |
| Bakın, özür dilemek için geldim, bayan. mektuba herşeyi yazdım. | Open Subtitles | إسمعي لقد أتيت لكي أعتذر يا سيدتي كل شيء موجود في الرسالة |
| Şu mektuba tekrar bak. Kathleen Johns ilgili kısma. | Open Subtitles | اوكي انظر إلى هذه الرسالة ثانية الجزء حول كاثلين جونس |
| Bu sıradan bir mektuba benzemiyor. Bunu atmak için özel bir posta kutusu bulmam gerekebilir. | Open Subtitles | يبدو ان الرسالة وجدتنى ولاحاجة بعد لصندوق البريد الخاص |
| Şunu görene dek bekle. Şuradaki mektuba bir bak. | Open Subtitles | انتظر حتى ترى هذا انظر إلى هذه الرسالة هنا |
| Orduya yazdığım mektuba daha çok vakit ayırabilirdim ya da 50 mektup yazabilirdim veya mektup yazma kampanyası başlatabilirdim mesela... | Open Subtitles | أسعر أنه كان علي القضاء مزيد من الوقت في كتابة تلك الرسالة إلى الجيش، أو كنت قد كتبت 50 رسالة إلى الجيش، |
| Eğer bu mektuba cevap vermezsen anlarım. | Open Subtitles | سأتفهم إن كنت لا ريد الرد على هذه الرسالة |
| Ve dört, biri mektuba müdahale etti. | Open Subtitles | رابعا: احدهم قام باخفاء هذا الخطاب |
| Şu mektuba bak... | Open Subtitles | انظر لهذا الخطاب إنها الـ " أى أر سى " مرة أخرى |
| Gönderdikleri mektuba göre iki kulağıyla duyması deneysel tedaviye giriyordu. | Open Subtitles | طبقاً للرسالة التي أرسلوها هو تجريبي لها في أذن من الأُذُنين |
| Sonra, Bay Serrecold cesede bakmak için geldiğinde mektuba eklenen birkaç kelime. | Open Subtitles | القليل من الكلمات بعد ذلك أضيفت الى الرساله عندما كان السيد سيركولد يفحص الجثه |
| Cevaplanmayacak bir mektuba pul için bir ton para vermeye hiç niyetim yok. | Open Subtitles | أنا لن أضيع مقدار من المال على .طابع بريدي لخطاب لن يجيب عنه أحد |
| Ponderosa'da bırakılmış olan mektuba iliştirilmiş... bir dipnot vardı. | Open Subtitles | ... لقدكانهناكتعقيب مرفق بالرسالة التي عثرنا عليها في بينديروسا |