| Alakası olabilir... Kendi merakımı tatmin etmek için birkaç soru soracağım. | Open Subtitles | إنّها ذات صلة بالمرحلة النهائيّة، إنّما سأطرح بعض أسئلة لإرضاء فضولي. |
| Aşırı derecede tutkulu olduğum çalışmamı sürdürmeme olanak sağlayan ve her gün merakımı, öğrenme isteğimi besleyen inanılmaz bir yolculukta olduğumun farkındayım. | TED | أُدرك الآن، أنني في هذه الرحلة الرائعة التي تسمح لي أن أتابع عملي الشغوفة به للغاية، وشيئًا يُغذي فضولي بشكل يومي. |
| Doğrusu, işin beni bir çok ülkeye götürdü, çünkü işimi merakımı gidermek için kullandım. | TED | وفعلاً أخذني عملي لعدة بلدان لأنني استخدمته لأشبع فضولي |
| Aslında benim de merakımı çekti. | Open Subtitles | .نعم ,لقد اثارت فضولى .فذهبت الى السجلات لاسترجاع الملف |
| Karides kokteyli öğrendiğimde içinde alkol yoktu. Ben merakımı kayıp ettim | Open Subtitles | عندما اكتشف أن كوكتيل القريدس لا يحوي كحولاً فقدت اهتمامي به |
| merakımı mazur gör kendi işini sen yapamıyorsan ben nasıl yapacağım? | Open Subtitles | فقط من باب الفضول, كيف عليَّ أن أهتم بعملك وأنت لا تهتمين؟ |
| Bu durum merakımı uyandırdı ve sorular sormama sebep oldu Bir insan tuvalet temizlemekten nasıl mutlu olabilir? | TED | اثارت تساؤلي و فضولي كيف يمكن لشخص ما ان يجد بهجة في تنظيف المراحيض كمهنة |
| Sırlar, özel hayat, patolojik merakımı bastıramama kabiliyetim. | Open Subtitles | الأسرار والخصوصية وعجزي الفطري عن التخلي عن فضولي |
| Ama merakımı çekti, çünkü birden... erkelerle birlikte olduğunu söylüyorsun. | Open Subtitles | لكن أنا مجرّد فضولي لأنك فجأة الآن تقولين بأنّك كنت مع الرجال |
| Julius, merakımı çekti. Niye otelde kalıyorsun? | Open Subtitles | جوليوس، أنت تَجْعلُني فضولي كَيْفَ تَعِيشُ في فندق؟ |
| merakımı bağışlayın, fakat bu tür bir yatırım için, yaptığınız küçük bir risk olmamış mı? | Open Subtitles | أعتذر عن فضولي .. لكنّيأشعر. كان هناك قليلا أو إنعداما للمخاطرة في هذا الإستثمار. |
| Bu noktada beni tek ilgilendiren, merakımı tatmin etmektir. | Open Subtitles | في هذة النقطة،كل ما يهمني هو اشباع فضولي فقط |
| Aşırı merakımı mazur gör ama olayın gerçekleştiğini cidden gördün mü? | Open Subtitles | أعذرني عن شهية فضولي, لكن، هل رأيت بالفعل ما حصل؟ |
| Eskiden bu kabiliyetimi merakımı gidermek için kullanırdım. | Open Subtitles | استخدمت بعض القدرات التي لديّ لكي أشبع فضولي |
| Randevusuz kimseyle görüşmeme kuralım vardır ama bahsettiğiniz fotoğraf epey merakımı uyandırdı. | Open Subtitles | أتبّع قاعدة بعدم لقاء أحد بدون موعد مسبق. ولكنك ذكرت صورة وذلك أثار فضولي. |
| Güneş seyahatim, gücümü üçe katlamakla kalmadı merakımı, hayal gücümü ve yaratıcılığımı da üçe katladı. | Open Subtitles | رحلتي للشمس لم تزد قوتي فحسب بل طورت فضولي ومخيلتي وحسي بالإبداع |
| İşine karışmak için bir fırsat aramıyorum. Sadece merakımı gidermeye uğraşıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أحاول سحر الطريق إلى عملكِ، بل أحاول إشباع فضولي وحسب |
| Sadece kendi merakımı gidermek adına ona şunu sormak istiyorum. | Open Subtitles | لمجرد إرضاء فضولى إننى أود أن أسألها |
| merakımı bağışla ama, son zamanlarda bu görevle ilgili fikirlerini değiştirdin mi diye merak ediyorum. | Open Subtitles | أعذرنى كونى فضولى... لكن خلال الأسابيع القليلة الماضية تعجبت... ... |
| merakımı bağışla, ama o ne? | Open Subtitles | سامحينى لـ فضولى ولكن ما هذا ؟ |
| Cömert bir teklif ama bu oyundaki merakımı yitirdiğimi söyledim. | Open Subtitles | هذا في غاية الكرم ، ولكن أخبرتك أنني فقدت اهتمامي بهذه اللعبة |
| merakımı gidermek adına IQ'n kaç? | Open Subtitles | من باب الفضول فقط، ماهو.. ماهو معدل ذكائكِ؟ |