| Bu adamların her biri senin için bir mermi sıkabilir. | Open Subtitles | اي واحد من هؤلاء الرجال سيفديك وياخذ رصاصة بدلا منك |
| Bununla birlikte, yaralılardan birinin omurgasına bozulmamış bir mermi saplanmış. | Open Subtitles | مع هذا,واحد من المرضى دخلت رصاصة سليمة فى عموده الفقرى |
| mermi sağa sapıp sağ kol bileğinden tekrar Connally'nin vücuduna girer. | Open Subtitles | الرصاصة تتحول إلى اليمين, وتعود تدخل جسم كونالي في رسغه الأيمن |
| karısı onu vurdu mermi burnundan girdi ve sonra ne oldu? | Open Subtitles | فتطلق عليه .. تدخل الرصاصة من أنفه .. لم ماذا ؟ |
| Dünyada bir sürü mermi var. Biz hepsini bir araya getirmedik ki. | Open Subtitles | هناك الكثير من الرصاص في العالم لا أعتقد أن هذا كبير للغاية |
| Elimizde üç mermi kovanı var, kitap deposundan üç el ateş edildi. | Open Subtitles | لدينا ثلاث رصاصات و ثلاث طلقات التي جاءت من دار محفوظات كتاب |
| Bu sabah kalkıp kafana bir mermi yemek istediğine mi karar verdin? | Open Subtitles | هل أستيقظت هذا الصباح و قررت أن تتلقي رصاصة في رأسك ؟ |
| Frank, gömülmeden önce göğsüne yakın mesafeden bir mermi yemiş. | Open Subtitles | تلقى فرانك رصاصة في صدره عن قرب قبل أن يدفن |
| Yatakta bir mermi daha var ama hayatını o bir mermiye bağlar mısın? | Open Subtitles | اتمنى ان تكون بقيت لدي رصاصة لكن هل ستغامر بحياتك على ذلك ؟ |
| Sonuçta herkes bir iki mermi yemişti, benim dışımda herkes. | Open Subtitles | تقريبًـا كـل الموجوديـن تلقـوا رصاصة أو اثنين، عدا أنا بالطبع. |
| Omzunuzdaki mermi üçüncü bir tetikçinin silahından çıkmış Bayan Lyle. | Open Subtitles | الرصاصة في كتفك وجاء من مطلق النار الثالث، السيدة لايل. |
| Kolunu sıyırıp geçen mermi, mermi yolunda ufak bir sapma yaratmış. | Open Subtitles | كان علي حساب ميلان طفيف في الإسقاط عندما شرخت الرصاصة ذراعك |
| mermi kafatasını mı sıyırdı yoksa silah tutukluk mu yaptı? | Open Subtitles | هل ارتدّت الرصاصة عن جمجمتك أم انّ المسدّس انحشر فحسب؟ |
| mermi deliğinin nasıl oluştuğu hakkında en ufak fikrim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ أيّ فكرة كيف وصلت فجوة الرصاصة إلى هناك. |
| Adamlarım Sırplar'ı mermi yağmuruna tutacak, mermiler onlara isabet edecek, onlar da ölecek. | Open Subtitles | الخطة أن رجال سيطلقون وابلا من الرصاص على الصرب. سيخترق الرصاص أجسادهم ويقتلهم. |
| Ayrıca, mermi izlerini kapatma yeteneği olan çok fazla insan yok burada. | Open Subtitles | إضافةً لذلك، ليس ثمّة الكثير من العمال المهرة المتخصصين فى ثقوب الرصاص. |
| Bir telefon rehberi bulduk. İçinde mermi ve mama bulabileceğimiz yerler var. | Open Subtitles | وجدنا دليل هاتف وبه أماكن يمكننا الذهاب لها، للبحث عن رصاصات ورضّعة |
| İşte kafatasındaki mermi yaralarının nasıl yeniden yapılandırılacağına dair çizimim. | Open Subtitles | ها هي مراجعي لكيفية إعادة تشكيل طلقة نارية إلى الجمجمة |
| Hayır, olay yerinde fazladan mermi ya da kovan bulmadık. | Open Subtitles | لا, يجب علينا ان نجد المزيد من الرصاصات بمسرح الجريمة |
| Sen, uh, eldivenlerini giymemişsin, parmakların tetikte değil, ve namluda mermi de yok. | Open Subtitles | لا ترتدي القفازات وأصابعك ليست على الضاغط ولا يوجد رصاص في مشط الذخيرة |
| Gizemli bayanımızın DNA'sı olay yerindeki mermi kovanının üzerinde bulundu. | Open Subtitles | الحمض النووي للمرأة الغامضة كان على فوارغ الطلقات بمسرح الجريمة |
| Bu vuruş, 0,22 kalibre mermi kadar güçlü ve bir mermiyi havadayken gözünüzle yakalamaya çalışırsanız, bu imkânsız. | TED | قوة هذه اللكمة تماثل قوة رصاصة كاليبر عيار 0.22، وإذا حاولت أن تلتقط الطلقة أثناء طيرانها بعينيك، فإن الأمر مستحيل، |
| O cesetlerden birini bulacağız ve senin silahına uyan bir mermi bulunmasını sağlayacağım. | Open Subtitles | سنجد جثه من تلك الجثث وسأعمل ان اتأكد ان بها رصاصه تطابق سلاحك |
| 20 tane kayıp şey yüzünden çıkan tartışmada o küçücük çocuk daha ilk defa saçlarını kestirmeden gözüne mermi yedi. | Open Subtitles | كانا يتجادلان حيال 20 كبسولة مفقودة بدلاً من أن يحظى ذلك الفتى الصغير بأول قصة شعر أصيب برصاصة في عينه |
| İkimiz de fabrika sahibiyiz. İkimiz de Naziler için mermi yaptık. | Open Subtitles | كلانا مالكو مصانع وكلانا صنع قذائف للنازيين |
| Bir mermi ya da el bombası gerekir ama onlar da hava kanallarının ince duvarlarını parçalayacaktır. | Open Subtitles | قذيفة أو شرارة ستُفَعل الأمر و لكن ذلك سيدمر الجدران الرقيقة بجانب فتحة التهوئة |
| Hadi ama, bak. Boş. Ofiste gerçek mermi taşıyacak değilim. | Open Subtitles | بحقك يا صاح، أنظر، فارغ وكأنني سأحمل ذخيرة حية هنا |