| Ordunun balistik uzmanları karşılaştırmak üzere başka mermilerle talim yaptılar. | Open Subtitles | خبراء جروح المقذوفات بالجيش أطلقوا بعض الرصاصات المقارنة |
| Böylelikle kana bulanmış cesetlerden çıkarılan mermilerle sizin silahınız arasında hiçbir karşılaştırma yapılamadı. | Open Subtitles | لذلك لا يمكن المقارنه بين مسدسك و الرصاصات التى أخذت من جثث الضحايا الملطخه بالدماء |
| Öğrenciler yöneticiler ile konuşmak istediler ve polisler mermilerle karşılık verdiler. | TED | والطلاب يريدون التحدث إلى الحكومة، والشرطة تجيبهم بالرصاص. |
| Elimizde uygun bir iz olmadan, kovanları mermilerle karşılaştıramayız. | Open Subtitles | بدون أثرِ مطابقِ، نحن لا نَستطيعُ رصاص مباراةِ إلى علبِ الخراطيش. |
| Bu vücutlar 223 kalibrelik zırh delici mermilerle parçalanmış. | Open Subtitles | هذه الهيئات ممزقة بأسلحة خارقة للدروع برصاصات عيار 223 |
| Işık hızına yakın şiddetle alüminyum mermilerle ateşleniyor. | Open Subtitles | يُطلق قذائف من الألمنيوم التي تخرج بسرعة تعادل سرعة الضوء |
| Bunu standart wad cutter mermilerle değil 10 gramlık ucu delik mermilerle dolduracaksınız. | Open Subtitles | لأنهي المهمّة. ستعيد تعبئة المسدس بـ رصاصة من النوع 158 مع رؤوس مقعّرة. بدلاً من الرصاصات ذي الرؤوس المحدّبة. |
| Tibbs'in evindeyken bütün silahları boş mermilerle değiştirdik olur da onu kaybedersek diye. | Open Subtitles | عندما فتشنا منزل (تيبز) إستبدلنا الرصاصات الحيّة برصاصات فارغة في حال فقدناه مُجدداً. |
| O mermilerle ne yaptığınızı bilmem gerekmiyor... | Open Subtitles | ...لا أريد أن أعرف ما فعلته بتلك الرصاصات |
| Yani, misket oynamak yerine mermilerle mi oynamyı tercih ediyorsun? | Open Subtitles | إذاً, بدلاً من اللعب بالكرات أنت تلعب بالرصاص |
| Aslında, hepsinden daha çabuk mermilerle delik deşik olacaksın çünkü sadece tek gözün var. | Open Subtitles | في الواقع، ستكون مليء بالرصاص أسرع من أي منهم لسبب أن لديك عين واحدة سليمة |
| mermilerle değil, avukatlarla vuracağız. | Open Subtitles | نحن لا نرد الصاع بالرصاص نحن نرد الصاع بالمحامين |
| - Bize gerçek mermilerle ateş ettiklerini biliyor muydun? | Open Subtitles | أكنت تعلم أنهم كانوا يطلقون علينا رصاص حي؟ نعم |
| Bunun sadece mermilerle kalmayacağını biliyorduk. | Open Subtitles | نحن نعلم بان ذلك لن يكون فقط رصاص |
| Yeni oyuncu taze mermilerle oynamalı. | Open Subtitles | فاللاعب الجديد إلى رصاص جديد |
| Eichhorst'u pusuya düşürüp, gümüş mermilerle delik deşik ettim. | Open Subtitles | نصبتُ كميناً ل"إيكورست" وأرديته برصاصات الفضة. |
| Perşembe günü zırh delen mermilerle dolu olacak. | Open Subtitles | يوم الخميس القادم ، سوف تحمل قذائف مخترقة للدروع |
| Zırh delici mermilerle ağır iş türü. | Open Subtitles | من النوع الثقيلة مع قذائف خارقة للدروع. |
| Böylelikle kana bulanmış cesetlerden çıkarılan mermilerle sizin silahınız arasında hiçbir karşılaştırma yapılamadı. | Open Subtitles | لذا فانه غير ممكن عقد مقارنة بين مسدسك و تلك الرصاصة التى أخذت من جثتى الضحيتين الملطختين بالدماء |
| Ayrıca arabanın zemininde çukur mermilerle dolu bir silah bulunmuş. | Open Subtitles | وعثروا كذلك على سلاح محشو بذخيرة فارغة على الأرض |