| Onuruna hazırladığım kahvaltı pikniğinden önce gizemli ada meyvelerinden oluşan bir aperatif. | Open Subtitles | من فواكه الجزيرة الغامضة قبل الإفطار الذي أعددته على شرفك | 
| Atlar çok sayıda ikiz doğurmuş toprak bereketinden dört kez ürün vermiş ağaçlar meyvelerinden yerlere kadar eğilmişti. | Open Subtitles | ولدت إناث الخيول العديد من التوائم زاد إنتاج الأراضى أربعة أضعاف ما كانت عليه إنحنت فروع الأشجار من ثٍقل ما تحمله فى فواكه | 
| Atlar çok sayıda ikiz doğurmuş toprak bereketinden dört kez ürün vermiş ağaçlar meyvelerinden yerlere kadar eğilmişti. | Open Subtitles | ولدت إناث الخيول العديد من التوائم زاد إنتاج الأراضى أربعة أضعاف ما كانت عليه إنحنت فروع الأشجار من ثٍقل ما تحمله فى فواكه | 
| O yüzden hepsini meyvelerinden tanıyabilirsiniz." | Open Subtitles | ، ولهذا السبب، عن طريق ثمارهم "ستعرفهم في الحال | 
| Aslında onlar av peşindeki kurtlardır. Onları meyvelerinden tanırsınız..." | Open Subtitles | " ستعرفهم عن طريق ثمارهم | 
| Morgan'in vakif oldugu uzere, burada soluklanan kimselere karsi katki saglamalari sartiyla, hasmetimizin tum meyvelerinden istedikleri kadar yararlanmalari konusunda comertimdir. | Open Subtitles | ومورغان هو علم، وأنا أشجع أولئك الذين يجدون راحة هنا من التمتع بثمار العظمة لدينا لطالما يحلو لهم، طالما أنها تسهم. | 
| Tam bitti, sen zahmetimizin meyvelerinden yararlanmak istemediğini söylüyorsun? | Open Subtitles | أتقصد أننا انتهينا اليوم ولن نتمتع بثمار عملنا ؟ | 
| Bay Ventura doğanın meyvelerinden yararlanmanın bir zararı yok. | Open Subtitles | "سيد "فينتورا لا يوجد شيء خاطىء للتمتع بثمار الطبيعه | 
| Bay Ventura doğanın meyvelerinden yararlanmanın bir zararı yok. | Open Subtitles | "سيد "فينتورا لا يوجد شيء خاطىء للتمتع بثمار الطبيعه |