| Sonra otun içerisine marihuananın özütünü katıyorum, o bütün harmanın meyvesidir. | Open Subtitles | ثم أتعامل مع "الويد" لإستخراج المخدر الزائد، ثمرة محصول كامل |
| Kadınların arasında seni beceriyle kutsamış ve kutsanmak meyvesidir... | Open Subtitles | أنتِ مباركة من بين النساء, والمباركة هي ثمرة... |
| ...kutsanmış İsa da meyvesidir... | Open Subtitles | وبـارك على (عيسى)، - - ثمرة |
| Neyse, dediğim gibi, karides, denizin meyvesidir. | Open Subtitles | على أية حال، كما قلت الجمبرى فاكهة البحر |
| ...yakalanmasını sağlayan izleme de dahil hepsi de aynı zehirli ağacın meyvesidir. | Open Subtitles | بما يشمل المصدر الذى أدى للقبض عليه فى غرفة الفندق المزعومة هذه فاكهة من نفس الشجرة السامة |
| Neyse, dediğim gibi, karides, denizin meyvesidir. | Open Subtitles | على أيّ حال ، كما قلت الجمبري" فاكهة البحر" |
| Pummelo kalın kabuklu bir Asya meyvesidir. | Open Subtitles | باميلو " فاكهة آسيوية كبيرة " بقشرة سميكة خارجية |