| Hiçbir anne çocukları için, bu kadar çok çeşit meyveyle buzdolabını dolduramaz. | Open Subtitles | . .. لا يمكن لأي أم أن تملأ ثلاجتها بمثل تلك التشكيلة من الفاكهة لأطفالها |
| Diyelim ki çürümüş meyve yerine taze meyveyle beslenen bir sinek üretmek istedin, amacın Amerikan tarımını sabote etmek. | TED | لنقل أنك أردت الحصول على ذبابة فاكهة التي تتغذى على الفاكهة العادية بدلاً من تلك المتعفنة، بهدف تخريب الزراعة الأمريكية. |
| Evet, sırada ki komedyenimiz bir sepet meyveyle elektrikli testerenin komik olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | حسنا", الان عرضنا التالي يعتقد أن سلة الفاكهة مع منشار مسنن يؤديان الى الضحك |
| Evet, meyveyle... | Open Subtitles | -هذا البوستر؟ -نعم، ذو الفواكه |
| Susuz bırakan meyveyle ilgili bilgi için bizden ayrılmayın. | Open Subtitles | أبقو لأعلا عن تجفيف الفواكه |
| Çati kirildigi için yagmur yaginca içerisi meyveyle dolmus. | Open Subtitles | السطح مكسور الأن وقدم امطرت لذا ستكون مملوءة بالفاكهة |
| Çatı kırıldığı için yağmur yağınca içerisi meyveyle dolmuş. | Open Subtitles | سطحها مكسور الآن، ومياة الأمطار تدخلها، لذا فهي مليئة بالفاكهة. |
| Karnını meyveyle doyurma. | Open Subtitles | لا تقضي على الفاكهة "انا احضر "ماجاكا |
| Sanirim ilk baslarda gercek oldugunu sandi agacin bir gecede meyveyle dolup tastigini sandi sonra da sanirim ananaslari falan gordu ve kahkahalara boguldu, hic duymadigimiz kadar sert kahkahalara. | Open Subtitles | أعتقد بأنه في بداية الأمر أعتقدبأنهاحقيقية, مثل الشجرة التي أخرجت الفاكهة ليلاً وبعدها , أعتقدُ أنه رأى أناناسه أوشئٌما . |
| meyveyle zehirleme imparator Augustus zamanından bir hile. | Open Subtitles | تسميم الفاكهة كان خدعة (مُستخدمة على الإمبراطور (أوغسطس |
| Bir daha meyveyle oynamak yok, Walter. | Open Subtitles | لا مزيد من الفواكه يا (والتر). |
| meyveyle ne yapmayı planlıyorlar? | Open Subtitles | ماذا يخططون للفعل بالفاكهة ؟ |