| Katie'nin mezarında en son istediğim şey bela demiştin. | Open Subtitles | عند قبر امك قلت لي بأن آخر شئ تبحث عنه هو المشاكل |
| Tamam süper zeka, Grant'in mezarında kim yatıyor? | Open Subtitles | حسنا,ايها العبقري من الذي دفن في قبر غرانت؟ |
| Oraya gittiklerinde, Chama'da mezarında yatıyordu. | Open Subtitles | وحينما وصلوا كان قد وضع في قبره في تشاما |
| O daha mezarında soğumadan Collinsler bizi kapı dışarı edecek! | Open Subtitles | اولئك آل كولينز سيخرجوننا من هنا قبل ان يبرد قبره! |
| Hayvanları sömüremem, mezarında kemikleri sızlar. | Open Subtitles | لا أستطيع استغلال الحيوانات ستتعذب في قبرها |
| Bir keresinde hayvan mezarında yapmıştım. | Open Subtitles | لا , لكن فعلتها ذات مرة في مقبرة للحيوانات الأليفة |
| Sana söz veriyorum, senin mezarında veya dışında, Nasıralı'nın öğretisi cesediyle birlikte çürüyecek. | Open Subtitles | لديك كلمتي داخل او خارج قبرك تعاليم الناصري سوف تتعفن مع جثته |
| O mezarında daha iyi olurken biz de onsuz daha iyi olurduk. | Open Subtitles | انه قد يكون أفضل حالا في القبر ونحن أفضل حالا من دونه |
| En iyi arkadaşının, tanıdığın en sevilen insanın, mezarında altına işemek, üzüntü yaratacak bir şey değil midir? | Open Subtitles | التغوط على نفسك عند قبر أفضل أصدقائك وأكثر شخص تجله وتحترمه ألا يسبب هذا الفزع ؟ |
| Delaney cinayeti, Russ'ın tehdit edilmesi, bütün bunlar annenin mezarında bulduğumuz gümüş yunus yüzünden oluyor. | Open Subtitles | مقتل ديلاني, التهديد لحياة روس هذا كله يحدث الآن بسبب الدولفين الزجاجي الصغير الذي وجدناه عند قبر أمك |
| Patronların mezarında, onları ziyarete gelen çok fazla insan bulamazsın. | Open Subtitles | أنت لن تجدي العديد من الناس على قبر رئيس عملهم و من لا يرقصون عليه |
| Kendi çocuğunun mezarında dua etmekten daha dayanılmaz bir şey yoktur. | Open Subtitles | ما من شيء أصعب من تحمل الصلاة عند قبر صغيرك |
| Biraz mantı alacağız ve sonra onları kocasının mezarında yiyeceğiz. | Open Subtitles | سنذهب لتناول بطاطا محشوة بالجبن فوق قبر زوجها |
| Oklarınızı boşa harcamayın. Bırakın hain sulu mezarında çürüsün. | Open Subtitles | لا تضيعوا السهام ,دعوا الخائن يتعفن في قبره المائي |
| Oklarınızı boşa harcamayın. Bırakın hain sulu mezarında çürüsün. | Open Subtitles | لا تضيعوا السهام ,دعوا الخائن يتعفن في قبره المائي |
| H.G. Wells, milenyumun başında bunun olduğunu bilseydi, mezarında ters dönerdi. | Open Subtitles | لكان المؤلف هنري ويلز نفض قبره وخرج ليغير تفكيره عن القرن الجديد |
| Alfred Hitchcock mezarında şöyle yazmasını istedi: | Open Subtitles | كما أوصى ألفريد هيتشكوك أن يُكتب على قبره: |
| Biliyorum. Muhtemelen şu an mezarında ters dönüyordur kadıncağız. | Open Subtitles | أعرف، إنها على الأرجح تقوم ببعض الأبحاث من قبرها الآن |
| Hadi ama. Ninem bile mezarında daha yükseğe zıplardı. | Open Subtitles | هيا، جدتي يمكنها أن تقفز أعلى من ذلك من قبرها |
| Princeton'daki yemek kulübünden, Belinda Smoot'un mezarında bulundu. | Open Subtitles | ومن من النادي الأكل في جامعة برينستون، وعثر عليه في مقبرة بليندا سموت و. |
| mezarında ters dönmemenin tek sebebi burada olman. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي جعلك لا تتقلّبين في قبرك هو أنّك خارجه |
| Ölünce mezarında istediğin kadar huzur bulursun. Şimdi konuşacağız! | Open Subtitles | ستسمع الكثير منها و انت فى القبر والان سنتكلم |
| Burada hep hayalini kurduğu denizci mezarında huzur içinde yatsın. | Open Subtitles | ربما هو مرتاح هنا فى قبرة البحرى الذى لطالما تمناة |
| Grant'in mezarında düzinelerce güzel buluruz. - Elbette. | Open Subtitles | هيا ، أراهن أننا سنجد عشرات الجميلات في ضريح جرانت |
| Bu aşamada bırakıp gideceğini söyleyemezsin yani bütün bu incelme olayları sırasında oh hayır bence gökyüzünden araba yağan ve karımın bana mezarında bile ihanet ettiği yerde kalayım | Open Subtitles | أعنى.. مع الحجاب الرفيع و كل شىء؟ اه، لا.. |
| Patronların mezarında, onları ziyarete gelen çok fazla insan bulamazsın. | Open Subtitles | أنت لَنْ تَجدَ الكثير مِنْ الناسِ في قبرِ رئيسِهم الذي لا يَرْقصُ عليه. إنظرْ إلى هذا. |
| Johnny'm bunu görseydi mezarında ters dönerdi. | Open Subtitles | جوني زوجي ممكن يتعذب بقبره لو يشوف وضعي الحين |