| Seni arıyorum, "sürekli mezarlıklarda dolaşan kız". | Open Subtitles | أبحث عنك. الفتاة التي تتواجد كثيرا في المقابر |
| Sebze bahçelerinde yetişir, mezarlıklarda değil. | Open Subtitles | إنها تنمو في حقول الخضرة و ليس في المقابر |
| Tam olgunlaşmış vampirler için çorak yerlerde, mezarlıklarda endüstriyel boş arazilerde başıboş gezmek çok olağandır. | Open Subtitles | حسنـًا، إنّه أمر مشترك لمصاصيّ الدماء ، أن يهيموا في أماكن قاحلة ، كما تعلمين، المقابر الأماكن الصناعية المقفرة |
| mezarlıklarda temiz hücreler var, değil mi? | Open Subtitles | هناك بعض الزنزانات الخالية النظيفة جوار المقابر صحيح؟ |
| mezarlıklarda bir tavşan bulmuştuk. Parçalanıp tahtaya çivilenmişti. | Open Subtitles | وفي المقابر لمّا وجدنا تلك الأرانب ممزقة ومُمسمرة على لوح خشبيّ |
| Sürekli mezarlıklarda dolaşan. | Open Subtitles | الفتاة التي تقضي الكثير من الوقت عند المقابر... ؟ ؟ |
| İnşaat işinde, hastanelerde mezarlıklarda. | Open Subtitles | في البناء , في المستشفيات وفي المقابر |
| Bu aptalla mezarlıklarda aval aval gezmekten sıkıldığında Murphy Çetesi'ni bul. | Open Subtitles | عندما تكون فى طريقك الى المقابر مع ذلك الأحمق تعالى الى " بيت ميرفى " ِ |
| Her gece bütün mezarlıklarda devriye geziyorlar. | Open Subtitles | وهم يقومون بدوريات في المقابر كل ليلة |
| mezarlıklarda yemek yerdik. | Open Subtitles | الأكل في المقابر |
| mezarlıklarda saklıdır. | Open Subtitles | لكنها في المقابر |