| mezarlarda hayalet yoktur. Sadece iskeletler vardır. | Open Subtitles | القبور ليس فيها أشباح، فقط هياكل |
| Tecrübelerime dayanarak söylüyorum, bu tür mezarlarda daima bubi tuzakları vardır. | Open Subtitles | فى خبرتي, هذه القبور تكون مفخخة |
| Kazı ve bahçe işlerinde kullanılır. Görünen o ki mezarlarda da iş görüyor. | Open Subtitles | حفر الخنادق, و أعمال البستنة - و كما يبدو حفر القبور - |
| Morglarda, mezarlarda, ölümün ve ölülerin yüzlerinde. | Open Subtitles | في المشارح، في المقابر في الوجوه الميتة والمحتضرة |
| Eski mezarlarda bulabileceğin türden. | Open Subtitles | النوع الذي تجده في المقابر القديمة |
| Kuyunun dibinde, mezarlarda. Beckett yanımda. | Open Subtitles | أسفل البئرِ، في سراديب الموتى وجدت باكيت |
| ..Paris'in altındaki taş mezarlarda gömülü. | Open Subtitles | (في سراديب الموتى تحت (باريس |
| mezarlarda, savaş sırasında hastane çadırlarında. | Open Subtitles | القبور , خيم مستشفى الحرب |
| Bunun haricinde tüm mezarlarda var, Larry Ganem. | Open Subtitles | إنها منقوشة على كل شواهد القبور ماعدا هذا القبر (لاري غانم) |
| O mezarlarda yaşlı insanlar vardı Sam, kadınlar. | Open Subtitles | لقد كان هناك أشخاص مُسنين في تلك القبور يا (سام), نساء |
| mezarlarda kimse ölmez. | Open Subtitles | لا أحد يموت في المقابر |