| Brass yeni arşiv binasına gidip Millander'la ilgili her şeyi araştırdı. | Open Subtitles | براس) ذهب لمبنى السجلات الجديد) (بحثاً عن أي شيء عن (ميلاندر |
| Pekala, baştaki parmak izi Paul Millander dan geliyor. | Open Subtitles | حسناً، البصمة العليا جاءت ( من ( بول ميلاندر |
| Ya Paul Millander? Belki odur. | Open Subtitles | ماذا عن (بول ميلاندر) ربما هو الشخص المطلوب |
| Millander babalık figürleriyle olaya, küvette intihar süsü verir. | Open Subtitles | ميلاندر) يعد عمليات الانتحار) في حوض استحمام مع شخصية أبوية |
| Craig Mason, Paul Millander'ın evlatlığı. Millander'in oğlu. | Open Subtitles | (كريج ماسون) هو ، الإبن المُتبنى لـ(باول ميلندر) إبن (ميليندر). |
| Olduğundan daha çok anlam yüklerseniz, Millander'a hak ettiğinden daha çok güç verirsiniz. | Open Subtitles | أكثر فهذا يعطي (ميلاندر) سلطة أكثر مما يستحق |
| Millander'ın otostopçu kılığında Walker'ın arabasına el koyup arabanın içinde ateş etmiş gibi göstermek istediğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | أنا و (وورك) وجدنا ترقط على ظهر مقعد الراكب كنا تعتقد أن (ميلاندر) تظاهر أنه متطفل على السيارة |
| Kurbanın doğum günü hep Millander'ın babasının cinayetinin yıl dönümü oluyor. | Open Subtitles | مولد الضحية دائماً بيوم الذكرى السنوية (لجريمة قتل والد (ميلاندر |
| Neydi adı? Paul Millander mı? | Open Subtitles | في السنة الفائتة بشأن هذا الرجل, (بول ميلاندر) أليس كذلك؟ |
| Şu Millander'ın benim ikizim olması mantıklı geliyor. | Open Subtitles | (فمن المنطقي أن (ميلاندر هو (دبلنغجر) خاصتي ما يخرب عليك |
| Greg, Millander'a benim akıllı demem tamam da başka insanlar öyle deyince bozuluyorum. | Open Subtitles | غريغ) لو أنني أشرت إلى (ميلاندر) على) أنه ذكي فهذا شيء واحد لكنني أمانع لو أن الأشخاص الأخرين قاموا بهذا,اتفقنا؟ |
| Millander'larda yaşamış diğer tek çocuğun parmak izini kullanacağım. | Open Subtitles | سأستخدم البصمات من الطفل الوحيد الأخر (الذي عاش في منزل (ميلاندر ها هو يظهر القاضي |
| Pauline Millander'ın odasında bulduğun saçın kromozomu XX çıktı, yani bir kadına ait. | Open Subtitles | حسناً (الشعرة التي وجدتها في غرفة نوم (باولين ميلاندر 2كروموسوم إنها لأنثىX |
| Bayan Millander, oğlunuzun üç kişiyi öldürdüğünü ve Yargıç Douglas Mason takma adıyla yaşadığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | سيدة (ميلاندر) نحن نعتقد أن ابنكِ قد قتل ثلاثة أشخاص و أنه يعيش تحت اسم مفترض |
| Ne oluyor? Millander'ın sekizde çağrıldığını sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنه من المفترض أن يتم استدعاء (ميلاندر) للمحكمة الساعة 8: |
| Bu adam bana Millander'ın kendini temsil ettiğini söyledi. | Open Subtitles | هذا الشخص يخبرني أن (ميلاندر) سيمثل نفسه |
| Paul Millander hakkında herşeyi araştır. | Open Subtitles | أبحثى عن كل ( مايخص ( بول ميلاندر |
| Aranan kelimeyi girin: Paul Millander. | Open Subtitles | أكتب كلمة البحث ( بول ميلاندر ) |
| Öyle olduğunu gayet iyi biliyorsunuz. Craig, Paul Millander'ın günahlarının bedelini ödememeli. | Open Subtitles | -كريج) لا يحريّ أن يُعاقب ، لخطايا (باول ميلندر)). |
| Şu an bir Mason'dan ziyade Millander gibiyim. | Open Subtitles | حتى الآن ,أنا أشبه (ميلندر) أكثر من كونى أشبه (ماسون). |
| Babamdan, gittiğimiz her seferde Bay Millander'e bir dâhi olduğunu söylemesini istedim. | Open Subtitles | وأخبرتأبى,بكل مرة ذهبنابهاإلىهناك، أن يُخبر السيد (ميلندر) ، أنه رجل عبقريّ. |