| Childress, Texas, yani buradan Lureen Milton. Haydi arkadaşlar, sizden biri o. | Open Subtitles | أنها لورين ميلتون من هذه البلد تيكساس هيا أيها الناس أنها منكم |
| Milton Alvaredo, Diane Sidman'ın yerine Şef Editör olacak kişiye bakmamızı önerdi. | Open Subtitles | ميلتون ألفاريدو اقترح أن نبحث عن من سيحل محل ديان كمحرر للمجلة |
| Sana gitmen için yalvardım, Milton. Onun silahından kurşunları çıkarttım... | Open Subtitles | لقد توسلت اليك لترحل ,ميلتون لقد اخرجت الرصاص من المسدس |
| Birbirimize sahibiz, Ve bir düşünsene, Milton zaman hep sabit kalacak... | Open Subtitles | لدينا بعضنا البعض وفكر في ذلك ,ميلتون الوقت متوقف بالنسبة لنا |
| Ve Bay Milton'ın isteği üzerine, Moyez davasının dosyasını hazırladım. | Open Subtitles | واستعددت لطلب السيد ميلتن إلق نظرة عامة على قضية موياز |
| - Az önce eşinizle, Milton Caddesi'ndeki evinizle ilgili konuştum. | Open Subtitles | لقد قمت للتو بالحديث مع زوجتك عن الملكيه بشارع ميلتون |
| Milton Friedman ya da Ronald Reagan mı? | TED | يبدو كأنه ميلتون فريدمان أو رونالد ريغان. |
| Onlara, Milton Friedman'ın kârdan ziyade kirliliği vergilendirmek istediğini söyleyin. | TED | اخبرهم بان ميلتون فريدمان كان سيقول التلوث الضريبي بدلا من الربح. |
| Dinle, Milton, affedersiniz, Bay Milton Clark. | Open Subtitles | ااصغى وميلتون معذره ، السيد ميلتون كلارك |
| Hepsi gerçek. İngiliz şair Milton'a ne demeli ? | Open Subtitles | كل شي موثق ,و ماذا عن ميلتون الشاعر الانجليزي؟ |
| Müdür Yardımcısı Milton Glenn Müdür John Humson'ı tanıtıyor. | Open Subtitles | مساعد السجان ميلتون جلين يقدم السجان جون هامسون |
| Sayın Yargıç, savunma Müdür yardımcısı, Bay Milton Glenn'i çağırıyor. | Open Subtitles | سيدى القاضى ، الدفاع يستدعى مساعد السجان ، السيد ميلتون جلين |
| Müdür Yardımcısı Milton Glenn Müdür John Humson'ı tanıtıyor. | Open Subtitles | مساعد السجان ميلتون جلين يقدم السجان جون هامسون |
| Sayın Yargıç, savunma Müdür yardımcısı, Bay Milton Glenn'i çağırıyor. | Open Subtitles | سيدى القاضى ، الدفاع يستدعى مساعد السجان ، السيد ميلتون جلين |
| ...ve Harlem First Kilisesi Rahibi sevgili dostum Milton Parks'a Rahip Chapman'a ve Rahip Murray'i hoş geldiniz demek isterim. | Open Subtitles | ورفيقي العزيز, الكاهن ميلتون باركس من كنيسة هارلم الاولي الكاهن تشايمان و الكاهن موري |
| Üzümlü kekten bahsetmişken iki tane getirsene, Milton. | Open Subtitles | ما دمت قد ذكرت كعكة العنب فأعطنا قطعتين منها يا ميلتون |
| Milton ve ben, ikimizde Rodgers ve Hammerstein hayranıyız. | Open Subtitles | أن ميلتون وأنا معجبان كبيران بروجيرز و هامرشتاين |
| Herhalde hiç tanışmadık. Ben Milton. | Open Subtitles | من المحتمل اننا لم نلتق انا ميلتون كيف حالك ؟ |
| Bu sefer de Milton mu? Şeytan değiliz ama. | Open Subtitles | نقلا عن ميلتون هذا الوقت حصلت الأخبار بالنسبة لك؟ |
| Bay Milton'ın Endonezya'daki işleri, beklediğimizden de uzadı. | Open Subtitles | السيد ميلتن متمسك بشدة بالبقاء فى إندونيسيا أكثر مما توقعنا |
| Lucy, bu FBI'dan özel ajan Milton Dammers. | Open Subtitles | لوسي هذا هو العميل الخاص ملتون دامر من المباحث الفدرالية |
| Sen de Milton Vadisi'nde akademinin o kulübesisin işte. | Open Subtitles | ومع هذا فانت هنا, في وادي ميليتون بقعة الاستمناء للاوساط الاكاديمية |
| Amerikan Kurabiye'den Paul Milton'la konuştuk. | Open Subtitles | "فذهبنا إلى (بول مليتون) من "أميريكان كوكيز |
| Bu çok düşünceli, Milton. Bu sadece... | Open Subtitles | هذا إهتمام بالغ منك يا مِلتون , الأمر فقط |
| - Bendeniz Federal Ajan Milton Chamberlain. | Open Subtitles | العميل الفيدرالي (ميلت تشامبرلين). |
| Sonra bir bakmışın, Toledo da bir masa oyunu toplantısında, Milton Bradley olduğunu iddia eden bir adama diş teli paranı verir. | Open Subtitles | وقبل أن تدرك فسوف يكون في مؤتمر لوح الألعاب في (توليدو) يعطي ماله لشخص يدعي أنه (ملتن برادلي) |