| Rhisa'yla romantik bir yere gideriz sonra babam kapıyı açar o anda onun kardeşinin kızını minibüsün içinde öpüyor olurum. | Open Subtitles | سآخذ ريسا إلى مكان شاعري، وعندما يفتح أبي الباب، يجدني في الشاحنة أقبّل ابنة أخيه. |
| Aslında onun yerine neden sen, minibüsün içinde takılmıyorsun? | Open Subtitles | حقيقة يجب عليك أن تبقي وعضلاتك في الشاحنة |
| Unutma, biz minibüsün içinde her şeyi dinliyor olacağız. | Open Subtitles | , تذكر , نحن سنكون في الشاحنة نستمع لكل شيء |
| minibüsün içinde iki çocuk vardı, yaylım ateşi sırasında yaralanmışlardı. | Open Subtitles | داخل الشاحنة كان هُناك طفلان، واللذان جُرِحا أثناء وابل إطلاق النار. |
| minibüsün içinde birisi var mı? | Open Subtitles | أيوجد أحد داخل الشاحنة ؟ |
| Bir polis memurunu öldürmek zorunda kalacak kadar kötü ne vardı acaba minibüsün içinde? | Open Subtitles | ما الذي كانوا يفعلونه في الشاحنة , بالشاحنة,الذي هو شنيع للغاية لدرجة أنهم يقتلون شرطية ؟ |
| minibüsün içinde nerdeyse 1 saat bekledik. | Open Subtitles | جلسنا في الشاحنة لمدة ساعة تقريباً |
| Paranı istiyorsan, hepsi minibüsün içinde. | Open Subtitles | لو أردت المال فهو هناك في الشاحنة |
| Aptal şey minibüsün içinde yapmış olmalı. | Open Subtitles | شيء غبي الذي فعلتة في الشاحنة |
| Ayrıca Goodwin, minibüsün içinde radyoaktif bir düzenek var, bir çeşit bomba sanırım. | Open Subtitles | (غودوين) هناك جهاز نووي مشع في الشاحنة نوع ما من قنبلة مختلفه |
| Tim minibüsün içinde kalacak. | Open Subtitles | "تيم" سيبقى في الشاحنة |