| Gün içinde çocuklara şarkı söylemeleri, yoga yapmaları ve fiziksel aktivitelere katılmaları için zihin molaları verdik. | TED | لقد أدرجنا فترات استراحة للعقل خلال اليوم السماح للأطفال بالغناء أداء حركات يوغا والمشاركة في أنشطة بدنية منظمة |
| Evet, Chuck Emmet'in gitmesine izin verdi, böylece öğle molaları daha iyi olacak. | Open Subtitles | نعم , فلقد ارسل تشاك ايميت للخارج , فسوف يحصل على فترات غداء افضل |
| Onun sigara molaları da mesai saatinden fazla zaten. Burayı iyi tanıyorsun bakıyorum. | Open Subtitles | .وهُو يأخذ فترات للتدخين أكثر من حمله للأمتعة - .يبدو أنّكِ تعرفين طريقة سير العمل في هذا المكان - |
| Böylece öğretmenlerimiz, çocukların iki dakika boyunca sınıfta zıplamalarına ve dans etmelerine imkan veren hareket molaları vermeye ve onların derse katılımını sağlayan, tek bir konu odaklı, daha kısa yeni ders planları uygulamaya devam etti. Çünkü molaların yeni bilgileri akılda tutmaya yardımcı olduğunu öğrendik. | TED | لذا فإن معلمينا واصلوا التدريب مع مخططات الدروس، إعداد مخططات دروس قصيرة مع هدف وحيد، السماح للأطفال بالمشاركة وواصلوا تضمين تلك الاستراحات الحركية سامحين للأطفال بأن يقفزوا في الفصل وأن يرقصوا لمدة دقيقتين كاملتين، لأننا تعلمنا أن الاستراحات تساعد المتعلم على الاحتفاظ بالمعلومات الجديدة. |
| Eğer insanlar Diaz'ın yanından geçmeye korkarlarsa tuvalet molaları en aza inecektir. | Open Subtitles | إذا كان الناس يخافون من المرور بجانب (دياز) فترات دخول الحمام ستتقلص |