| Üstadım, Rouen'de muayenehane açıyor, bu yüzden Vaubeyssard'da... | Open Subtitles | طبيبي يفتتح عيادة في روان نحن الآن بدون طبيب |
| Özel muayenehane açıyorsunuz. | Open Subtitles | لكم جميعا الذهاب الى عيادة خاصة. |
| (Gülüşmeler) Mezun olduktan sonra az hizmet alanlara yönelik bir muayenehane açtım. | TED | (ضحك) بعد الإقامة الجامعية فتحت عيادة تتكفل بعلاج المحرومين. |
| Gitmiş olman gerekiyordu. Bu muayenehane artık benim. | Open Subtitles | كان من المفترض انك ذهبتي هذه العياده ملكي الان |
| Ortaklardan birisi ayrılırsa, bir yıl boyunca BlueBell'in 30km çevresinde muayenehane açamaz. | Open Subtitles | اذا ترك العياده هو او هي يمنع من فتح العياده الخاصه به في نطاق 20 ميل من بلوبيل على الاقل |
| İki muayenehane, iki hekim. | Open Subtitles | عيادتين لطبيبن أسنان، |
| muayenehane sadece kendini iyi hissetmediğinde gittiğin bir yerdir. | TED | مكتب الطبيب هو مجرد مكان تذهبون إليه عندما لا تكونون بخير. |
| Özel bir muayenehane benimle ilgileniyor. | Open Subtitles | عيادة خاصة أظهرت اهتمامًا بي، |
| Harley Street'teki bir muayenehane mükemmel olmayabilir. | Open Subtitles | وجود عيادة في شارع (هارلي) لا يضمن التفوق |
| - Ya da "Özel muayenehane." | Open Subtitles | - أو عيادة طبية |
| - Bir muayenehane var... | Open Subtitles | هناك عيادة لطبيب - دون طبيب - |
| Bu muayenehane benim artık. | Open Subtitles | هذه العياده ملكي الان |
| İki muayenehane, iki hekim. | Open Subtitles | عيادتين لطبيبن أسنان، |
| muayenehane, biraz bekleyin. | Open Subtitles | مكتب الطبيب ، إنتظر رجاءاً ردّي على الهاتف |
| muayenehane, hasta olan arkadaşım Audrey'i ziyaret ediyorum. | Open Subtitles | زيارة صديقتى المريضة أودرى فى مكتب الطبيب |
| Siyahi erkeklerin sağlığı üzerine yaptığımız ilk araştırmalarda bunun birçok sebebini bulduk. muayenehane korkusu, güvensizlik, saygısızlık ve gereksiz tatsızlık. | TED | بعض من بحوثنا السابقة حول صحة الرجال السود كشفت أنه للعديد منهم، فإن مكتب الطبيب يرافقه الخوف، وعدم الثقة، وعدم الإحترام، والأحداث غير السارة التي لا ضرورة لها. |