| Hatırlayın, çoğu insan bu teknik mucizelerden birini bile hayal edemezken, Pantheon'u yapmak için en az beşine ihtiyacınız var. | TED | تذكر أن معظم الناس لا يستطيعون حتى أن يتخيلوا واحدة من هذه المعجزات التقنية، وتحتاج على الأقل خمسة لبناء بانثيون |
| İnsanlara güzel şeylerden ve mucizelerden bahset. | Open Subtitles | لتخبري الناس بالأشياء الجميلة .. و المعجزات |
| İnsanlar her zaman tıbbi mucizelerden konuşurlar. | Open Subtitles | الناس يلقون التفاهات عن المعجزات الطبية فى كل الاوقات |
| mucizelerden daha fazla bunlardan var. | Open Subtitles | لانه يوجد أكثر بكثير ممن ينتظرون المعجزات |
| Onun yaşlarındaydı. Bu en bilindik mucizelerden biri aslında. | Open Subtitles | لقد كانت بِعمرها، وتلك من أكبر معجزاته في الواقع. |
| mucizelerden bahsetmişken şu an göğüs ve kalçalar için hazırlanan ürünlerin üzerinde çalışıyoruz. | Open Subtitles | وبما أننا نتكلم عن المعجزات نحن الآن نطور منتجاً للصدر والمؤخرة |
| Majesteleri, insanların yapabileceği bilimsel mucizelerden bihaber. | Open Subtitles | صاحبة الجلالة لا تعرفين مدى المعجزات العلمية الذي يكون البشر قادر عليها. |
| Ben küçükken, insanlar mucizelerden konuşmazlardı. | Open Subtitles | عندما كنت صغيرة لم يكن يتحدث الناس عن المعجزات |
| Neden bugün herkes mucizelerden bahsediyor? | Open Subtitles | لماذا يتحدث الجميع عن المعجزات اليوم؟ |
| Rüya ve mucizelerden başka bir şeyim kalmadı. | Open Subtitles | ليس لدي أي شيء الأحلام أو المعجزات |
| mucizelerden korkmadığımı söyledim sana. | Open Subtitles | قلت لك، أنا لا أخاف من المعجزات. |
| mucizelerden ve bilimden bahsediyorsun | Open Subtitles | تتحدثين عن العلوم و المعجزات |
| mucizelerden ümidi kesmemek lazım. | Open Subtitles | المعجزات تفعل المستحيل |
| O mucizelerden biri de Azrael'i hayata geri döndürmekmiş. | Open Subtitles | وإحدى معجزاته كانت إعادة (عزرائيل) للحياة |