| Çünkü bu mucizeyle, sanki bir şeyler onları devam etmeye yönlendiriyor. | Open Subtitles | لأن هذه المعجزة كما لو أن شيء ما يطلب منهم الاستمرار |
| Böyle bir mucizeyle karşılaşan çocuk asla intihar etmez. | Open Subtitles | الصبي الذي عاش تلك المعجزة لن يستعيد حياته أبداً |
| Onun bu bağlılığı belki de bir mucizeyle ödüllendirilecek. | Open Subtitles | هل سيكون لأخلاصها له أن تتحقق لها هذه المعجزة |
| Kaybetmemeye karar verir, ve bir mucizeyle kazanırsa, paramı yine de isterim, Harvey. | Open Subtitles | و إذا قرر أنه لم يحب الخسارة و بمعجزة ما قد فاز (مازلت أريد مالي يا (هارفي |
| Kâbusumuz mucizeyle sonuçlandı. | Open Subtitles | كابوسنا أنتهي بمعجزة ساعده |
| Kabusumuz bir mucizeyle sonuçlandı. | Open Subtitles | كابوسنا أنتهي بمعجزة |
| Bu mucizeyle savaşmak için her ne yapıyorsanız beni de dahil edin. | Open Subtitles | مهما كان عملهم لمحاربة هذه المعجزة احسبني مشتركة |
| Tıbbi mucizeyle randevum var. | Open Subtitles | أنا على موعد مع المعجزة الطبية |
| - mucizeyle birlikte? | Open Subtitles | - مع المعجزة ؟ |
| Peki aynı zamanda teyzemiz Dahlia'nın da böyle bir mucizeyle yaşayıp yaşamadığını sordun mu? | Open Subtitles | هل سألت ما إن كانت خالتنا (داليا) أيضًا بمعجزة مماثلة ما تزال حيّة؟ |
| Biraz da mucizeyle, belki. | Open Subtitles | بمعجزة, وربما. |