| - Sistemler çalışıyor. - Duş odasında muhtemel bir giriş noktası var. | Open Subtitles | ـ تم إعداد الجهاز ـ ثمة نقطة خرق محتملة في غرفة الاستحمام |
| Kurtarma ekibi, Kızıl Baron Beş denizde muhtemel bir uzay aracı rapor etti. | Open Subtitles | الإنقاذ ، عند البارون الخامس خمسة تقارير عن مركبة فضائية محتملة بعيدا عن الشاط |
| Halk kendini muhtemel bir nükleer kıyıma hazırlıyordu. | Open Subtitles | سعى الناس جاهدين للتحضير لمحرقة نووية محتملة |
| muhtemel bir 480 kodlu vurup kaçma vakası var. Bir kişi ex olmuş. | Open Subtitles | لديّ حادث صدم وفرار مُحتمل أدّى لإصابات حرجة لدى الجامعة |
| muhtemel bir terörist saldırısının ortasında olduğumuz farkındasın galiba. | Open Subtitles | تعالي إلى هُنا. إنّك تعين أنّنا في خضم هجومٍ إرهابيّ مُحتمل. |
| İlki, bu sabah saat 8'de muhtemel bir saldırı olabileceğini belirten bir istihbarat vardı. | Open Subtitles | أمران، الأول هناك معلومات عن احتمال وقوع هجوم في الثامنة صباحا |
| genetik olarak sana uyan bir donörden alınacak... hücrelerle geliştirilebilecek muhtemel bir tedavi. | Open Subtitles | معالجةٌ محتملة تستخدم الخلايا السلالية من متبرعٍ متوافقٌ جينياً |
| muhtemel bir rehine ve direniş gösteren şüpheli durumu. | Open Subtitles | العلاقات العامة تقارير رهينة محتملة مع تحصن المشتبه به. |
| Güya muhtemel bir yatırımcıymış. | Open Subtitles | عقد لي اجتماعاً مع تلك المرأة بحجة أنها مستثمرة محتملة |
| İki gece önce saat:01.00'de meydana gelen muhtemel bir cinayeti araştırıyoruz. | Open Subtitles | ونحن نحقّق في جريمة قتل محتملة حدثت هنا قبل ليلتين في الواحدة صباحًا |
| muhtemel bir reşit olmayan hasta tacizi olayı rapor etmek istiyorum. | Open Subtitles | أود الإبلاغ عن حالة اعتداء محتملة تشمل مريضة قاصر |
| muhtemel bir reşit olmayan hasta tacizi olayı rapor etmek istiyorum. | Open Subtitles | أودّ الإبلاغ عن حالة اعتداء محتملة تشمل مريضة قاصر |
| Briscoe, Teksas'ta yakın dostum Şerif Peter Coleman bana muhtemel bir dava önerdi. | Open Subtitles | أحد أصدقائي الجيدين الشريف بيتر كولمان في مقاطعة بريسكون في تكساس,ناشدني عن قضية محتملة إنه أحد جوالة تكساس السابقين |
| Şimdi birbirine rakip iki imparator ve muhtemel bir iç savaş vardı. | Open Subtitles | و الآن صار لدينا امبراطوران متناحران و لدينا حرب أهلية محتملة داخل الامبراطورية |
| muhtemel bir savaş bölgesinde dünyanın sonu geldi dediler. | Open Subtitles | أخبرونا بأن العالم سينتهي وسط منطقة حرب محتملة |
| muhtemel bir apandist vakası için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا من أجلِ حالةِ زائدةٍ محتملة |
| - muhtemel bir tazminat davası için. | Open Subtitles | -عن دعوى قضائية محتملة -لم يكن هناك شيئا لنتحدث عنه |
| muhtemel bir psikopatla sohbet ediyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تُدردشين مع مُختلّ مُحتمل. |
| Parkta muhtemel bir saldırı daha var. | Open Subtitles | لدينا هجوم مُحتمل في الحديقة |
| muhtemel bir saldırı. | Open Subtitles | اجتياح مُحتمل. جيد. |
| Bu sabah saat 8'de muhtemel bir saldırı olabileceğini belirten bir istihbarat vardı. | Open Subtitles | هناك معلومات عن احتمال وقوع هجوم في الثامنة من هذا الصباح |
| İlki, bu sabah saat 8'de muhtemel bir saldırı olabileceğini belirten bir istihbarat vardı. | Open Subtitles | أمران، الأول هناك معلومات عن احتمال وقوع هجوم في الثامنة صباحا |