| Beni iyi dinle, ufak kız, baban sana lezzetli yemekler yapmak için zaman ayırdığı için Mutlu olmalısın. | Open Subtitles | اسمعي يا صغيرتي يجب أن تكوني سعيدة ان اباكي يأخذ وقت ليقوم بطبخ الطعام من اجلك |
| Her gün odaklanacağın bir işin olduğu için Mutlu olmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تكون سعيداً بإمتلاكك وظيفة لتركز عليها كل يوم. |
| Sana özgürlüğünü verdiğim için Mutlu olmalısın. Özgürsün işte. | Open Subtitles | يجب ان تكون سعيداً بما اعطيك, انت رجل حر |
| Sam Michael'ın geldiğinden bahsetti. Çok Mutlu olmalısın. | Open Subtitles | سام اخبرني عن وصول مايكل كم يجب أن تكون سعيدة |
| Seni bu hale getirdiğim için... Mutlu olmalısın. | Open Subtitles | كوني سعيدة لقد فعلت بك ما انتِ عليه الان |
| Oh, bu harika. Çok Mutlu olmalısın | Open Subtitles | هذا رائع، لابد أنكِ سعيدة بهذا |
| - esprilerine gülüyor, kahve getiriyor. - Belki onun için Mutlu olmalısın. | Open Subtitles | ـ يضحكون لنكاتها يجلبون لها القهوة ـ ربما يجب ان تكون سعيد من اجلها |
| Sende Mutlu olmalısın. Senin için çok memnunum. | Open Subtitles | يجب أن تكون سعيدا ايضا أنا سعيدة حقا لأجلك |
| Rahatla, bebeğim. Halloldu her şey. Mutlu olmalısın. | Open Subtitles | إهدئي حبيبتي ، لقد انتهت يجب أن تكوني سعيدة |
| Benim adıma Mutlu olmalısın. Öyle diyorsanız öyledir. | Open Subtitles | الكتابه هي منفذي الوحيد يجب أن تكوني سعيدة من أجلي |
| Şu anda acil bir durum olduğu için Mutlu olmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تكون سعيداً جداً أننى لديّ حالة طارئة الآن |
| Her neyse, Mutlu olmalısın. Nişanlandın. | Open Subtitles | على أيّة حال, ينبغي عليك أن تكون سعيداً أنت في مرحلة خطوبة |
| Sana özgürlüğünü verdiğim için Mutlu olmalısın. Özgürsün işte. | Open Subtitles | يجب ان تكون سعيداً بما اعطيك, انت رجل حر |
| Sevgili çocuğum, kendi toprağına basıyor olduğun için Mutlu olmalısın. | Open Subtitles | أليس كذلك؟ صبي عزيزي. يجب أن تكون سعيدة أن المنزل على اليابسة. |
| Seni bu hale getirdiğim için... Mutlu olmalısın. | Open Subtitles | كوني سعيدة لقد فعلت بك ما انتِ عليه الان |
| Çok Mutlu olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنكِ سعيدة جداً. |
| Barry, Mutlu olmalısın. | Open Subtitles | باري, من المفترض ان تكون سعيد أنت حرٌّ طليق |
| O sormadığı için oldukça Mutlu olmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تكون سعيدا لعدم دعوته لك |
| annen konuşmaya başladığı için sen Mutlu olmalısın. | Open Subtitles | أنت يجب أن تكون سعيد بأن أمك بدأت بالكلام |
| Ama sen Joel Stephens, kendin olarak, Mutlu olmalısın. | Open Subtitles | جويل ستيفينس . . بشخصيتك الحقيقة يجب أن تكون سعيداً |
| Mutlu olmalısın, demek istediğim... | Open Subtitles | عموما كل ما فعلته لك كان جيدا حتى انت كنت محظوظ من أجلك انا |
| Başarından dolayı çok Mutlu olmalısın. | Open Subtitles | لابد وأنك سعيد جداً لأجل نجاحك |
| - Harika. Çok Mutlu olmalısın. - Evet, inanılmaz. | Open Subtitles | عظيم لابد أنك سعيد جدا ـ بالفعل هذا رائع ، لقد دفع لى فى هيئة سمك |
| Senin işini yaptığı için Mutlu olmalısın. | Open Subtitles | كن سعيداً انه يقوم بعملك |
| Üstelik açıkçası çok Mutlu olmalısın, senden haraç almayacağım. | Open Subtitles | وحقيقةً عليك أن تسعد للغاية أني لن أفرض عليك جزية |